Dini devlet işlerinden ayrı tutmaktır.Ama günümüzde bazı kesimlerce dini milletten ayrı tutmaya çalışmak olmuştur. Aslında gerekliliktir. Atatürk'ün en önemli inkilabıdır.
DEVLETiN, VATANDAŞıNA EŞ VE EŞiT DAVRANMA DÜSTURU.
iNSANıN, BEDENiYLE, GÖLGESiNi AYıRMA ÇABASIDIR.
DEVLETLER LAiK OLABiLiR AMA iNSANLAR LAiK OLAMAZ
iNANDıKLARıN SENi VAR EDER.
DiN, iNANMıŞLıĞıN, TESLiMiYETiN ADıDıR.
DERiNi ETiNDEN AYıRABiLiYORSAN, işte ANCAK O ZAMAN
iNANCıNı DA DÜŞÜNCELERiNDEN AYıRABiLiRSiN
50 yıl sonra çocuklarımızın, torunlarımızın anne-babalarımız ne salakmış, yıllarca laiklik ile ilgili tartışmışlar diyeceklerinden korktuğum türkiye cumhuriyeti'nin değişmez ilkelerinden birisi.
tartışmak anlamsız, zaman kaybıdır.
insan aklının teokrasi ile yönetilemeyecek kadar sığ olmadığını hala anlayamayan anti-seküler yobazlar tarafından tartışıladursun, gelişmek için mantığın genişlemesinin sağlanmasını tek amaç kabul edenler tarafından ilelebet payidar kaldırılacaktır.
otomatik olarak, devletin tüm dinlere-inanışlara eşit uzaklıkta/mesafede olması diye tanımlanması; mesafe-uzaklık-dinsizlik ** şeklinde bir zincirleme negatif anlayışa sebep oluyor.
devletin tüm dinlere eşit yakınlıkta olması ve hatta tüm dinleri eşit derece sevmesi, diye pozitif tanımlarsak bence tüm akp'li vekilleri bile tavlayabiliriz, diye çözüm önerisi getiriyorum, hiç utanmadan.
daha ne olduğunu anlamaya bile uğraşmayan bir ümmetin efendilerinin dolduruşu ile "laikçilere" saldırmasına neden olan ilke.
cümleyi irdeleyecek olursak aslında ne kadar doğru bir ilke olduğunu farkına varacağız.
ancak birilerinin söylemesi dururken neden okusunlar ki? "din elden gidiyor diyerek" kafamıza çıkanlar şimdi de dolarlar elden gitmesin, eurolar sarsılmasın altın düşmesin diyerek temmenilerini ümmeti ile paylaşmaktadır.
laik olan devletimiz bu ahval ve şeriat içinde bile bu kadar din merkezli yönetilebiliyorsa gerisini varın siz düşünün.
uygulanmadığı için ne olduğunu pek bilmediğimiz. türk halkının cahil %90 ının sadece "din ve devlet işlerini birbirinden ayırır" tanımını yaptığı ilke.
tanımının, dinleri ve ritüelleri yasaklamak ya da onlara yasal haklar vermek değil, anayasal düzende tanımamak ve salt kişisel fikirler olarak algılamak gerektiğini düşündüğüm devlet düzeni.
hemen hemen bahse konu tüm ülkelerde farklı yorum ve uygulamalara tabi olan ve de kullanıldığı her ülkede çok şişirildiğinde patlayan, nereye çekersen oraya giden fransız lastiği.
kemalist yılmaz bekçileri tarafından ülkenin bölünmez bütünlüğünden bile daha fazla savunulan cumhuriyet ilkesi. emin olun ki osmanlı imparatorluğu da laikti. laiklik devletin her bireye din ayrımı gözetmeksizin eşit şartlarda davranmasıdır. osmanlıda her din için ayrı mahkemeler kuruluyordu, hemde kendi din adamları tarafından yargılanmaları sağlanıyordu. laiklik kanımca din işleri ile devlet işlerini ayırmak değildir. eğer böyle bir kavram olsaydı ilahiyat fakülteleri olmazdı, imamlar devlet memuru olmazdı ve diyanet işleri başkanlığı olmazdı.
tüm dünyada hristiyan ülkeler başarabilirken , müslüman ülkelerin başaramadığı olgu .
sebebi basittir ; islamiyet laiklikle bağdaşamayacak bir dindir.islamiyet ,günlük hayata dair sayısız kurallar koyar.devlet yönetimine , kadın erkek ilişkilerine vs. kısaca hayatın her alanındadır.bu da islamın kendisinden kaynaklıdır.islam hükümlerinin birazını alıp birazını almamak veya dünyevi- uhrevi diye ayırmak imkanzıdır.
hristiyan ülkelerde bunun gayet güzel işlediği görülmektedir.çünkü , hristiyanlık dünyevi olmaktan uzak bir dindir.her ne kadar vatikan bir dünya imparatorluğu kursa da , bunun altı boştur , dini dayanaktan yoksundur.
dini hükümlere ve sözlere bakarsak,hristiyanlık , "benim hakkımı bana verin ,sezarın hakkını sezara verin. " diyerek , laikliğin kapısını açmış , dünyevi işlerle bağdaşmayacağını açıklamıştır.
oysa, hz.muhammet , bir peygamber olduğu kadar , devlet yöneticisidir.devlet yöneticiliğini de tek eline almıştır.öldükten sonra da siyasi vasıfarını halifeye devretmiştir.
islam devletleri,islam esaslarına göre yönetilmiştir.
bunlar , ülkemizde laikliği kabullenememenin ve laiklik düşmanlarının önemli çıkış noktalarından biridir.
hakkında atıp tutmadan önce mutlaka araştırılması, iyi kavranması gereken, muhafazakar toplumlarda demokrasinin temelini oluşturan, olmazsa olmaz rejim özelliğidir. fransız ihtilalinin dünyaya yaptığı en güzel kıyaktır.
devlet inanan ,inanmayan herkesin ortak devleti olduğu için herkese eşit mesefede olmak zorundadır.
bu yüzden uygar devletin alt yapısı din kurallarıyla değil hukukla düzenlenir.
devlet hukuki olduğu kadar siyasi de bir yapıdır.
devletin alt yapısına hukuk yerine dini sokarsanız devlet hem tarafsızlığını kaybeder, hem de dini direk siyasete sokmuş olursunuz. her siyasi yapı da kendi muhalefetini yaratır. din devleti dediğimiz siyasi yapı o dine de güçlü bir muhalefet yaratmış olur.
Laiklik en genel tanımı ile din ile devlet işlerinin ayrılmasıdır. Toplum ve devlet yaşamının akla ve bilime dayatılmasıdır. Toplumun "din" adına ve binlerce yıl önce konmuş, o günün sorunlarına çözüm getiren kurallara göre yönetilme zorunluluğunun kaldırılmasıdır. "Aklın iman karşısında özgürleştirilmesidir". Laiklik toplum düzeni, bütün din ve inançtan insanların, eşit koşullarla aynı kurallara uymak durumunda bulundukları, hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanımayan bir toplum düzenidir