laikliğin neden bazı insanları rahatsız ettiğini söyleyeyim ben size. o bazıları laikliğin islam dinini ve diğer dinleri zedelemediğini aksine insanlara seçim şansı sunduğunu, özgürce karar verebilmelerine olanak sağladığını iyi biliyorlar. aslında bundan rahatsızlık duymuyorlar. -ki rahatsızlık duyulacak bir durum yok ortada. onlar amme kurumları içerisinde insanların dini duygularını sömüremedikleri için ve akabinde bundan şahsi bir çıkar sağlayamadıkları için rahatsız oluyorlar.
anayasa'da yer alan bir madde;
kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
bu madde onların çıkar sağlamalarına engel olan ve onların rahatsız olmalarına sebebiyet veren bir maddedir. kusura bakmayın ama bunun başka bir açıklaması yok ki. çünkü islam dinini iyi bir şekilde özümsemiş olan bir insanın laikliğe ve onun uygulanma biçimine karşı çıkması mümkün değildir. diğer dinlerin şartlarını, emirlerini, uygulanma alanlarının sınırlarını filan bilmiyorum. ama laiklik, islam'ın ve devletin zedelenmesini önleyen yüce bir sistemdir. ve sınırıda bellidir. kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuzsağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
islamiyet yönetim şekillerine yada devletlere değil bireylere gönderildiğinden dinin devlet işlerine girmesine gerek yoktur. işin özü de budur. bu örümcek kafalı spider manlere anlatmak ne zor işmiş be.
kişilerin dinini yaşayabilmeleri için getirilen islama yapılan en büyük hizmet. laiklik insanın kendi dinini rahatça yaşayabilmelerini düzenleyen bir kavramdır. ama anlayan yok tabi. aslında anayasaya laiklik kelimesinin eklenmesi kişinin dininin anayasal güvence altına alınması anlamına gelir tabi önyargısız mantıklı düşünene.
83 sene once Bugun yani 6 subat 1928 de , islamin her zaman bayraktari olmus serefli turk milletinin elinden devleti alindiktan 5 sene sonra dini de alinarak kabul edilmistir.
modern liberal devletin 3 ayağından biridir. siyasi felsefeye makyavelli ile girmiştir. uğruna büyük savaşlar verildi. yani söke söke aldı burjuva laikliğini.
(diğer ayakları; egemenlik-bodin, toplum sözleşmesi-suvares/hobbes/locke biraz da j.j.rouseau.)
maksizm de ise yine vardır, ama tabi onların hak anlayışları, anayasalarının düzenlemesi faklı olduğundan biraz daha ödev niteliğindedir. acaip bir şey, uzun hikaye.
diğer türlü laikliğin olmadığı devletler ise egemenliğin kaynağı ilahi olduğundan koyamamaktadırlar. tabi laiklik olmadan demokrasi nasıl temellendirilir ayrı bir doktrin.
laiklik, liberalizmin iki ayağından biri olup, kiliseye karşı başlatılan, burjuva kökenli bir akımdır. liberalizmin diğer ayağı milliyetçiliktir.
kilisenin, toprak dağılım oranında, fazla hakka sahip olması ve halka cennetten arsa satmak suretiyle, halkı kullanmak istemeleri üzerine, burjuvalar halkın hür teşebbüse sahip olabileceklerini anlatmışlardır. laiklik esasında zenginle, kilise arasındaki rant kavgasıdır.
türkiye' de laiklik; gazi mustafa kemal' in devrimlerinden biridir. dini sömüren hocalara karşı, elektrik, cavur icadıdır haramdır, şeklinde konuşan gerici şeyhülislamlara karşı, (ilim çinde de olsa gidip alınız hadisine rağmen), saltanata karşı yapılan bir devrimdir.
laiklik günümüzde bile tam anlaşılamamış olmakla birlikte, dinsizlik olarak algılayanların sayısı az değildir. mustafa kemal, dedeme şapka verdiği zaman, nenemin başındaki türbanı çıkartmamıştır. mustafa kemal dini her fırsatta yüceltmiştir. mustafa kemal bu millet, dinini kuran dan öğrensin diye hamdi yazır' a, kuranı türkçeye çevittirmiştir.
sınırını bilmekten, özellikle türban konusunda kendine porf diyen geri kafalıların basit bir hukuk öğrencini bile ikna edecek argümanlar ortaya sürmekten aciz kaldığı durumlanda diline doladığı konuların başında gelen olgudur. aslında diline dolamaya çalışanların kendi kendilerini doladıklarını kabul etmezler.
adam öldüreni nasıl kısasa kısas yapmıyor hapse atıyorsak, beyni olan herkesin kamu çalışanına türban serbest olamaz dendiğinde kabul etmesi gerekir.
belki de ileriki yıllarda çok aranacak olan. hatta büyük ihtimal laikliğe küfürler savuran kâfirlik olarak gören o müslümanlar da çok arayacak büyük ihtimal. bakalım izleyip göreciğiz.*
kemalizmin en önemli ilkelerinden olmakla birlikte, atatürk'ün diğer ilkeleri bağladığı ilkedir.
şöyle ki;
atatürk, serbest fırka'nın önderliğini üstlenecek olacak fethi okyar'a yazdığı mektubunda şöyle demektedir;
--spoiler--
memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz. zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur.
--spoiler--
kemalizm'de laiklik, demokrasi anlamındaki cuumhuriyetçiliğin de, milliyetçiliğin de, devrimciliğin de, ve hatta halkçılığın da ön koşulu sayılacağından bu derece önemlidir.
kemalist in götünden anladığı..
sadece kendine göre yorumladığıdır..
ama aslı öyle midir? tabiki değildir. laiklik, devletin her türlü inanışı teminat altına alması ve her türlü inanışa eşit mesafede durması demektir.
kemalist eziğin anladığı gibi dinsizlik değildir yani.
bu meret çıkmadan önce ulu orta yerlerde zina yapılmıyor idi. insanlar ancak dertlenirlerse şeytana uyup içki içiyorlar idi. laiklik geldi veled-i zina'lar çoğaldı, alkol yaşamın vazgeçilmez bir parçası oldu.