"laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz. "
laiklik dinsizlik midir bilinmez ama laiklik "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır" bunun iyi bilinmesi ve farklı amaçlarla kötü niyetli kişiler tarafından kullanılmaması gerekir.
"dini ve namusu olanlar kazanamazlar! fakir kalmaya mahkumdurlar. böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. bunun için, önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz! bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur!" -m.kemal atatürk- sözünden bihaber olanların arada fark olmadığını sandığı durumdur. garip olan mustafa kemal açık bir şekilde dinsiz olduğunu kabul edip söylerken başkalarının müslüman olduğunu ispatlama çalışmasına girişmesidir.
(bkz: mustafa filmi)
(bkz: kazım karabekir anlatıyor)
mustafa filmi can dündar gibi para için terörist biyografileri çeken birisi tarafından çekilmiştir.
kazım karabekir ise her fırsatta atatürk'ü lekeleyen ve ona muhalefet etmek için her zaman elinden gelen en büyük koz olan dini kullanmıştır. bu söze dair ne bir görüntü ne de bir belge vardır. bunları kazım karabekir kendisi anlatır. bugün atatürk bu halkın zihninden silinmek isteniyor.
ve bunun içinde böyle insanlar kullanılıyor.
"din vardır ve lazımdır."
mustafa kemal atatürk.
ayrıaca mustafa kemal atatürk kendi parasıyla tokyo'ya dahi camii yaptırmış birisidir.
bunları da anlatsın aynı kazım karabekir ya da can dündar.
laiklik; kesinlikle dinsizlik değildir. bilakis, dini kullanarak çıkar elde etmeye çalışan siyasilere karşı olan bir öğretidir ki doğru olan da budur. daha özgürlükçü ve daha demokratik bir ülke olabilmek için o ülkenin sahip olması gereken özelliklerin başında gelir.
atatürk'e haşa dinsiz diyenlerin aslında dininden şüphe etmek gerekir, kendilerine özgürlüklerini bırakan bir lidere Mustafa Kemal gibi bir kutsala dil uzatanların dinlerinin olduğunu sanmıyorum. Zira Irak'ta nasıl insanlar ibadetlerini rahar yapamayıp kadınları çocukları tecavüze uğruyorsa ve her günleri ölüm korkusuyla geçiyorsa, savaştan önceki anadolu'nun durumu da aynı idi.
ayrıca Araplar tüm emzarlıkları yıkarken Hz.Peygamberin de kabrini yıkmaya karar veriyorlar, bunu duyan Mustafa Kemal hemen bir nota gönderiyor araplara ve diyorki;
Eger bir taşına dahi dokunursanız askerlerimi aşağıya gönderirim.
AKP eski milletvekili Nevzat Yalçıntaş'tan dinleyin
Terim anlamıyla değerlendirildiğinde, cevap hayır olsa da, aslında evet olarak cevaplanması gereken soru. Kabaca laiklik, din felsefesinin devletin işleyişinde(politika, hukuk, eğitim-öğretim vs.) yer almamasını salık verir. Ancak din felsefeleri(özellikle de islam) sadece "öteki dünya" ile sınırlandırılabilecek bir yapıya sahip değildir. Şimdi kişi, hukukla ilgili bir konuda(mesela miras) modern hukuk kurallarını baz alıyorsa laiklik kavramını benimsiyor demektir. Eğer dini referans alıyorsa da dindardır. Şimdi; islam dinini benimsemiş birey(diyelim ki hakim) konu ile ilgili karar verirken, tanrının hükmü yerine, bir insanın/topluluğun belirlediği kuralları uygularsa düpedüz şirke girmiş olur. Kısacası, ikisi birden olunamaz. Bu, bir kişinin "ben hem komünistim hem de kapitalist" demesi kadar saçmadır.
laiklik ilkenizden vaz geçerseniz ilahiyat mezunlarına değilde cemaat, tarikat mensuplarını camilere imam olarak atarsınız. bu laiklik maddesini esnettiğiniz an ıraktaki gibi falanca mezhep in camii, falanca tarikatın camisi, falanca grubun camisi diye paramparça oluruz bizler.
BiNLERCE KADININ KIYAFETLERi NEDENiYLE ÇALIŞMA VE EĞiTiM HAKLARI BiR GECEDE ELLERiNDEN ALINIRKEN KÖPEKLER GiBi HAVLAYARAK BU FAŞiZME DESTEK VERENLERiN DiNi LAiKLiKTiR.
TABiKi DiNSiZLiK, DiN DÜŞMANLIĞI, AHLAKSIZLIK VE ATEiSTLiĞiN BiR POTADA ERiMiŞ HALiDiR.
türk laiklerin de kendilerine örnek aldığı fransız tipi laiklik dinsizliktir, en azından pratikteki uygulamaları ile sizi dinsizliğe götüren yola sokar. ama genel olarak laiklikle dinin aslında bir ilgisi yoktur.
Din ve devlet işlerini ayırmak basit aslında amacıda birileri dini kullanıp insanları kandırmasın diye bizim gibi insanları ancak inançla kandırabilirsiniz. (feto-süleymancı-nurcu-okuyucular ve semerkand)
Ya millet hızla deist oluyor sazanlar kalkmış tüzel kişilikleri tartışıyor. insanların inancını sistemler kurumlar yasalar belirleyemez. insanlar niçin islamdan uzaklaşıyor bunu sorgulasanıza geri zekalılar.
işte yobaz kesim tarafından 100 yıldır atılan iftiralardan biri daha. ama bu durumun suçlusu onlar değil. 100 yıldır laikliği onlara anlatamamış, laikliği sadece devletin işleyişine dinin karıştırılmaması zanneden sözde aydın kesimde. laikliğin asıl amacı dini devletten uzak tutmaktan ziyade dinin özgürleştirilmesidir. peki din neden özgürleştirilmelidir? istismara, sömürüye, yozlaşmaya uğramaması için. peki bu nasıl oluyor derseniz buyrun efendim;
Laiklik şu an 20li yaşlardakilern çok hatırlayamadığı yıllarda Türkiye de tam olarak uygulanıyordu. Laiklik, devletin dininin olmamasıdır, devletin ve devleti yönetenlerin din temelli söylem ve kararlarla halkı ayrıştırmamasıdır. Devlet kurumu denilen yerlerde dini sembolize eden şeylerin olmamasıdır, böylelikle Müslüman olmayan da Hristiyan olan da yani tüm yurttaşlar o devleti benimserler.
Laikliğin içi günümüzde boşaldığı ve yoğun dine maruz kaldığınız için böyle şeyler şimdi size "öyle şey olur mu yok artık! Müslümanım ben" gibi tepkilere neden oluyor. Çünkü sizi buna 20 senedir hazırlıyorlar sağcısıyla muhafazakarıyla. Din temelli ülkeler gelişemezler dışa bağımlı olurlar. Sekülerizm zaten bir anlamda dindarın modern yaşamaya adapte olmasıdır ve bu konsept sadece türkiye de var Müslüman ülkelerin hiç birinde böyle bir şey yok hepsinde şeyhler şıhlar var yobazlar var. Türkiye'nin en büyük avantajı, sokaklarda entarilerle gezen sakallıları az görmenizin tek nedeni Atatürk'ün Cumhuriyeti Laik bir devlet olarak kurmasından kaynaklı. Tabi siz daha 100 sene olmadan üzerinize bol gelen bir gömlek gibi çıkarıp attınız bunu.
Muhafazakar burjuvazinin yaratılmasıyla birlikte ve internet sayesinde artık tamamen globalleşen ve kolaylaşan haber alma ve taklit etme furyası sayesinde ilerleyen yıllarda bu muhafazakar burjuvazi çok garip adetlerle haber olacak, aşırı lüks ve abartılıklarla gündem olacak. Bunlar da bilinçli yapılıyor, tıpkı eski burjuvazi gibi fakirlerin yeni yaratılan burjuvaziyi taklit etmeleri örnek almaları bekleniyor ve buna hazırlıyorlar kalabalıkları. Böylece bir 10 sene sonra düğün dernek vb. harcama alışkanlıklarımız tamamen değişecek Dubai arabı gibi olacaksınız. Kimse laikliği sorgulamayacak çünkü sindirmiş olacaksınız bir çok şeyi. Acı ama gerçek. bu sözde dindar ve kof milliyetçi yığınlara verilen zorunlu hizmetler %500 zamlansa, açlıktan ağzı da koksa tepki vermeyecek. Sonra ortam hazırlandıktan sonra emperyalist sermayeler gelecek buraya fabrikaları konduracak. Gel bakalım diyecek, eşşek gibi çalışın üç kuruşa benim üretim maliyetlerini kısmam lazım diyecek. Hop bir bakmışsın çin'in üretmeyen teknoloji geliştirmeyen sadece emek veren versiyonu olmuşsunuz. Almanyanın zamanın alıp götürdüğü türk gurbetçiler gibi Türkiye de fakirleştikçe emeği sömürmeye en uygun ülke haline gelecek, kapış kapış kapacaklar ülkeyi, yerli sermayeside yabancısı da bu aç ve muhtaç kalabalıkları dolduracak tesislerine, çalış ve konuşma diyecek.
Aksine; tüm dini inanışlara saygılı olmakla beraber, dinciler tarafından dinlerin kullanılmasının ve tahrif edilmesinin de önüne geçilir. inançların teminatıdır. Hz muhammed de laiktir benim şahsi çıkarımlarıma göre. merak edenler Mekke'nin fethinden sonra ki tutumunu incelesin.