"laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve üfürükçülükle mücadele kapısını açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını sağlamıştır. laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanlarıdır..."
Atatürk'ün nutuk'ta dile getirdiği bu söz hangi amaçla olduğu bilinmez kamuoyunda pek duyrulmaz. ama isterseniz biz biraz inceleyelim bu vecizeyi.
bunu anlamak için beyninizin saidçi fetocu kişilerce ipotek altına alınmış olmaması gerekiyor.
"sahte dindarlık ve üfürükçülükle mücadele kapısını açtığı için"
sahte dindarlık ne anlama gelir peki? sahte dindarlık "hepimiz müslüman kardeşleriz birbirimizin malı bize helal" deme suretiyle dini duygularınızın saflığından yararlanarak kendilerine dünyalık ayırmalarıdır. ne gariptir ki size "bir lokma bir hırka derken" onlar "bir ucuza kapatılmış devlet işletmesi bir gemicik" derken malın alasını götürür ancak bizim aklı başında milletimiz neyi düşünür "çalsın çırpsın ama hizmet yapsın" der. sahte dindarlık işte insanları böyle düşündürme amacındadır ve amacına da cia müslümanları olan kafalarının kenarında fresklerdeki gibi nurlu hizmet aşıkları sayesinde hızla ilerler. üfürükçüler şehir şebekesine üfler yandaş medya da cilayı çektikten sonra dayarsın %43 elektrik, doğalgaz zammını kimsenin gıgı çıkmaz. yarın benzinin litresini 5 ytl yaparsın gider kuzu kuzu alır benzinini bir üfürük herşeyi çözer. eee karşı çıkarsan dinsizsin...
"gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını sağlamıştır."
gerçek dindarlar bunun allah ile kendileri arasında yaşanan kutsal bir ilişki olduğu için herkesle paylaşmak ya da kasıtlı duyurmak amacını gütmezler. "mümin kardeşimi cehennemden kurtarma amacındayım öyleyse namaz kıldığımı gözüne gözüne sokayım ki utansın kendinden o da kılsın emrivaki de olsa şeklen namaz kılıyor görünmesi yeter" demez. dinini kendi içinde yaşar. namaz kılmayanı kılmaya zorlamaz, oruç tutuyorsa oruç tutmayana yan gözle bakmaz ya da o küçümser bakışlarını fırlatmaz. allah'ı anarken aşırılığa kaçmaz dindar olduğunu belli etmekten haz etmez çünkü imam-ı azam'ın "borç verdiği adamın ağacına yaslanıp uyumaktan kaçındığı" gibi bir dini terbiyeye sahiptir. allah'ın "dinde zorlama yoktur" emrini kavrayacak zekaya sahiptir. kimseye uyduruk kuralları din kisvesi altında ** menfaat elde etmek için dayatmaz (bkz: türban) faizin haramlık hükmünü "darülislamda değiliz" kisvesiyle kaldırırken * ille de üniversite de başımı sıkcam demez. başını açarak modern üniversitelerde nasıl oluyorsa o şekilde öğrenimine devam eder zira üniversitedeki erkekler 14 yaşındaki küçük kızlarla evlenme amacı gütmez.
yobaz kesimin anla(ya)madığı gerçek. laikliğin dinin değil, dini kullanıp memleketin sonunu getirmek isteyen vatan hainlerinin önündeki set olduğunu idrak edemeyenlere öğretilmesi gerekmektedir.
son zamanlarda duyduğum en gerçekçi söz. laik olupta dininin tüm gerekliklerini yerine getiren çok insan vardır aslında. ama laikliği dinle sürekli eşleştiren, daha doğrusu türbanla aynı kefeye koyan kişiler malesef çokluktadır. ve onlar için türban demek dindir, müslümanlıktır. ne yazık ki laik olmakta müslüman olmamaktır. *
doğru bir söylemdir. laiklik bir yerde din ve vicdan özgürlüğünün teminatıdır. laikliğe uymayan tek tanım ise atatürk'ün adını kullanıp din düşmanlığı yapmaktır.
dinini yaşayan insanların değil amaçları dini söylemleri kullanarak çıkar ve iktidar elde etme olanları dinini yaşayan dindar insanlar olarak göstermenin islam dinine bir kafirden daha zarar verici olduğunu bile düşünememek aklını cemaatçilere kaptırmakla mümkün olur kanaatindeyim. bu ülkede siyasal islamın kökü kazınıp bireysel islam anlayışı * yerleştirilirse ne siyasi amaçla takılan türban kalır ne de dini duyguları sömürerek işbaşına gelecek koyun postundaki kurtlar bu ülkeyi kemirebilir. laiklik dinini yaşayanları değil onu kullanıp çıkar elde edenleri, türban gibi kısıtı özgürlük gibi gösterip gerçek amaçlarını saklamak için kalkan olarak kullanan ticani yobaz mollaların şerrinden bireysel özgürlüğümüze kast edenleri hor görür. umarım anlatabilmişimdir..