laiklik öyle ilkokulda ezbere öğrendiğimiz gibi din ve devlet işlerinin ayrı tutulması değildir. din ve vicdan özgürlüğüne saygı duymak, dini doğmaları değil de akılcı ve bilimsel yöntemleri hayata uyarlamaktır. dolayısıyla farklı inanış ve görüşteki vatandaşların eşitlik tabanında bütünleştirilmesi laiklikle sağlanır.***
butun insanlar ateist olsa bile, laiklik herkesin ateist olarak yasamini surdurebilmesinin ya da tekrar inanmak isteyecek olanlarin inanclarini yasayabilmelerinin teminati olmasi bakimindan ihtiyactir. nasil ki herkes insan haklarina saygili oldugu anda bile insan haklarina ve demokrasiye ihtiyac varsa.
cumhuriyetin ve cumhuriyetin temellerinin (ılımlı islami cumhuriyeti söylemiyorum atatürk cumhuriyetini kastediyorum) akp döneminde sürekli olarak yeniden tanımlanması uğraşının en büyük hedef kelimesidir. laikliğin ve diğer temellerin tanımlarını mustafa kemal çok iyi şekilde ve de sonsuza kadar sürecek modernlik ve çağdaşlıkla zamanında yapmıştır. Bütün gelişmiş ülkeler bu tanımları kendi yönetimlerinde kullanmakta, ama iş bize gelince kendi uydurdukları tanımları yedirmeye çalışmaktadırlar. tekrar tekrar "nedir bu laiklik" nedir bu "milliyetçilik" tanımlaması uğraşına girenler, şöyle bir geriye bakıp dünyanın tarifini yeniden yapmaya kalkışmasalar da işlerine güçlerine baksalar; işte o zaman gelişmeye başlayacağız ama, nafile.
ideoloji nin tanımı: Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü. ~http://www.tdk.gov.tr ~
Ozaman şöyle de bir önerme yapmak lazım insan olmasaydı dinde olmazdı,internette olmazdı,sozlukte olmazdı bu böyle sürer gider.
Kavram karmaşasına girmeden önce kavramı iyice düşünmek gerekir.Sonra uzar gider bir taraflara girer.
laiklik egemen dinlerin baskısını azaltmak için mükemmel bir araçtır.insanlık tarihinin düşünsel anlamda en büyük icadıdır.pek tabii din diye birşey olmasaydı doğal olarak laiklik diye birşeye de ihtiyaç duyulmayacaktı.ama maalesef dinler var ve iyi ki laiklik de var.ayrıca ideoloji olsa ne yazar olmasa ne yazar.varlığına her geçen gün daha da ihtiyacımız var.
sakat bir mantiktir. ayni mantik kullanilirsa asagidaki sakat onermeler de uretilebilir:
baris savastan faydalanan bir ideolojidir
demokrasi otoriter rejimlerden faydalanan bir ideolijidir
durustluk sahtekarliktan faydalanan bir niteliktir
erkek kadindan faydalanan bir turdur (dur lan bu mantikli oldu)
...
temel kurucu öznelerin güç çatışmasını engellemek amacıyla ortaya atılan bir ideolojidir laiklik..
türkiye nin jeopolitik konumundan dolayı halkın islam coğrafyasıyla doğrudan iletişim kurması ancak kurucu öznenin ordu olmasıyla bu ideoloji ülkemizde kullanılmaya başlanmıştır kanımca.
daha eski bir örnek vermek gerekirse, avrupa da reform hareketiyle kilisenin yetkilerinin kırılması yönetici ve asli kurucu özneyi rahatlatmıştır.
sonuç itibariyle laikliğin dinlerden yararlanması çok da önemli değildir; ha keza laiklik kullanış biçimi açısından din eksenli çıkar çatışmasına son vermek için ortaya atılmıştır.
olay yönetici erkin biz yönetilenleri dine ve laikliğe rağmen s.kiyor oluşudur ki bu başka alanların konusudur.
özü itibariyle ; (bkz: anarşizm)
1- laiklik tek başına idolojik bir sistem değildir, karşıt ideolojilerde farklı yorumlarla da olsa mevcuttur. faşizm - komünizm - çoğulcu demokrasi vb.
2- fakat ideolojik bir yorumla tanımlanabilen siyasi terimdir, yani ideolojilerden soyut, apolitik bir kavram değildir.
3- evet laiklik farklı dinler ve felsefeler var olduğu için vardır. aynı ülkede yaşayan farklı inançsal tercihleri yaşayan insanları birarada ortak hukuk ile yönetme tercihidir. aynı tercihin zorunlu ve doğal sonucu uluslararası kukuk un laik olma mecburiyetidir.
4- soyut siyasi bir kavramın faydalanma eyleminde etken taraf olması terminolojik anlamda safsatadır.
5- denmek istenen şey şudur: laiklik yandaşları, dinler veya farklı inançlar olmasa idi, ne üzerinden politika yapacaklardı?
6- cevabı basit fakat pratik değerden yoksundur, çünkü dinler vardır ve birbiriyle çelişir haldedir. olmasalardı laikliğe gerek olmazdı, olmayan laikliğin de beslenecek kaynağa ihtiyacı olmazdı. mutlak laikçiler ise kumda felan oynar, sosyal devlet gibi tehlikeli argümanlara yanaşmazlardı herhal.
