avrupa' nın akpnin arkasında olduğunu göstermek için yaptığı çıkıştır. öncelikle bu direkt iç işlerine karışmaktıır. akp kapatılırsa türkiye ile müzakereler durur demekte bir tehdittir. birileri başkalarının türkiye' yi tehdit etmesinden medet umar hale gelmiştir. ve bu birilerinin başında bu gün türkiye' nin başbakanı vardır. yazıktır.
hadi barroso' nun bunları söylemesine tamam adamın bi boktan haberi yok ama bu söylediklerini bizim içimizden alkışlayan ılımlı arkadaşlara ne demeli bilmiyorum. gerçekten çok ılımlısınız.
savunanlar bu sözü çok dangalakça konuşabilir, ciddiye almayın tabii. dost tavsiyesi.
laiklik ile din kıyaslanan bir olay olamaz. laiklik dinler üstüdür. kişiler laik olmaz. ya bir dini vardır ya da yoktur. dinlere tarafsız bakamaz. ama devlet bakar. o halde nufusa laiklik hanesi koymak falan düşük zekaya sahip makatlardan fırlar.
bir de '' kimse laik olmak zorunda değil'' derler ki gülerim lan ben. sen siksen laik olamazsın,laik olan devlet.
Kökeni neresi bunun; Portekiz. Dünya tarihinde Portekiz en çok neyle anılır; Sömürgenliğiyle. bu köken ve bu tarihle bize ayar vermesini içine sindireniniz var mı; elbette. "sen önce kendi atına çüş de lan" diyen olacak mı bu herife; dilerim...
laikliği yok edip yerine ılımlı islamı getirmek isteyen hazımsız emperyalist bir düşüncenin derin hezeyanları.
en yakın zamanda bu habere vakit ve taraf'ın atlayıp "evet bak biz bunu diyorduk" demesini heyecanla bekliyoruz.
kendisine destek dahi olsa, gerçek devlet adamından yanıt olarak; "sen kimsin lan ibibik, bizim iç işlerimize karışıyosun, sen git önce kendi kıçını topla"* denmesi beklenir.
ama nerdedir bu devlet adamı, bilinmez. sonuçta; (bkz: körlerle sağırlar birbirini ağırlar)dır.
laiklik devlet yapısı ile ilgili bir şey olduğundan insanların pek tabi laik olması gerekmemektedir. zaten laik insan diye de bir insan modeli olamaz. din ve devlet işlerini devlet ayırır birbirinden insanın böyle bir şey yapması gülünç olur abesle iştigaldir. o yüzden doğru bir tespittir kesinlikle.
avrupa'nın ve abd'nin kendi çıkarları için söylediği bir cümle daha.
sokakta tek tek gezip herkese sorsak abd'yi destekliyor musun diye destekleyen bulamayız sanırım ama abd ve ab akp'nin bir numaralı destekçileri yani dolaylı olarak milletimiz de abd ve ab destekçisi.
laiklik bir din değil tabi ama devlet de dini olacak bir şey değil. zaten düşününce bile çok saçma duruyor. mesela oruç tutan bir devlet siz gördünüz mü!
bir zamanlar sovyetlere karşı yeşil hattı ortaya koyan abd'nin yeşil hata karşı koymayı istediği açık yeşil bir hat olacaktır maalesef türkiye.
bunu bir avrupalidan duymak, daha dogrusu turkiye ile ilgili problemlerin avrupalilarca dile getirilmesi, hele birde tabu haline getirilmis ve uzerinde konusmaya cesaret dahi edilemeyen bir mevzuda avrupalilarin bunu gundeme tasimasi her ne kadar bizi rahatsiz etse de sozu soyleyeni bir kenara birakip, altindaki niyet ne olursa olsun sozu kisinin tekelinden cikarip kendisine odaklanmakta fayda var.
bu mevzuya en guncel ornek ak partiye kapatma davasinin iddianamesinde gecen laiklik tanimi. gerci savci en bastan isi saglama alip her ulkenin kendi yapisi dahilinde bir laiklik yorumu ve uygulamasi olabilecegini soyluyor ama devaminda bu soylemi mesnet gostererek yaptigi laiklik tanimi tamamen bize ogretilen ve bir hukuki terim olan laiklik degil, adeta bir yasam bicimidir (bkz: laik yasam bicimi). yani bir nevi felsefi bir inanc gibi. daha onceden farkli bir baslikta tartisilan laikligin bireye indirgenip indirgenemeyecegi ve bunun devlete ait bir hususiyet oldugu mevzusunun temelinde de yine bu laiklik yorumu yatiyor. iste bu laiklik anlayisi yani laikligi bir din gibi sunma ve dayatma gorusu bugun yasadigimiz sorunlarinda kaynagidir.
oysa normalde laiklik bireyin yasam alanina mudahele etmez ustelik ona bir ozgurluk ve teminat saglar. bunun karsiliginda da devlete ait alanlarda kisisel gorusunu dayatamayacagi kaydini koyar. yani aralarinda bir hukuk olusturur. tabii bizde bassavci yalcinkaya'nin bahsettigi turden bir laiklik anlayisi adeta cagdaslasmanin adresi olarak goruldugunden uygulamalarda buna gore oluyor.
keske barruso bu konudan once diyanet isleri baskanligini, din kulturu ve ahlak bilgisi dersinin icerigini, hac ibadetinde devletin tekelini vb. sorsaydi ve bunu laiklikle nasil bagdastirdigimizi merak etseydi. bir sunni musluman olarak diyanet isleri baskanligina elbette bir itirazim yok hatta memnunum ama mevzu laiklikse ikisini yanyana getirip sonrada cikip biz laik bir ulkeyiz demek zor oluyor. dolayisiyla devenin neresi dogru ki, burasi egri olsun?