esas amacı, "laikliğin ne olduğunu bilmeyen laisizm yanlısı sözde laikler" olan başlık. gerçi polemik koktuğundan ne istediği anlaşılıyor ve bence çok doğru bir tespit. yoksa, amazon'un balta girmemiş ormanlarında yaşayan bir kabilede, kabile reisinin herşeyi büyücüye sormaması ama büyücünün de kabilenin değerlerinden olduğunu kabul etmesi de "laikliği bilmeyen laik" tanımına güzel bir örnek oluşturur.
mevcuttur. pek çoktur. birsürüdür. asıl tanımı, devlet yönetiminde her hangi bir dinin referans alınmaması, devletin tüm dinlere eşit mesafede olmasıdır. hemen örnek verelim, sayın cumhurbaşkanımız ans müslümanların kurban ve ramazan bayramlarını kutlamayarak türkiye'nin bir islam devleti olmadığını göstermiştir. kendilerini tebrik edelimdir. fakat ne olmuştur da bir açıklama yaparak hıristiyanların paskalya yortusunu kutlama ihtiyacı hissetmiştir kendileri. bu ne lahana turşusudur bu ne laikliktir.
dinin yalnızca devlet işlerinden ayrılmasını değil dünya işlerinden de ayrılmasını isteyen insanlardır.
laik insan dinin günlük yaşantısına müdahale etmesine izin vermeyen insandır sözü ahmet necdet sezer'e aittir.
(bkz: yaşasın ateizm)
ateist felan olmayan mini etek giyidigi icin bicaklanan kadinlarin, saci uzun diye dayak yiyen erkeklerin oldugu bir ulkede yasayan. ve aslinda laikligin ne demek oldugunu herkesten iyi bilen insanlardir bunlar.
Genel anlamda takiyye yapan laiklerdir . Özellikleri itibariyle :
1 - Laiklik ilkesini demokrasiden izole etmeye çalışanlar : Bu kitle demokrasi anlayışını da salt seçim ve millet iradesine ( ortaya bir çoğunluk diktatörlüğü çıkarsa bile ) indirgedikleri için , ulusal egemenliğe dayalı yönetime egemen olmak isteyen dinsel mitlerin tek engelleyecisi ve din savaşlarını(cihat) sona erdiren laiklik ilkesini de gözden çıkarabilen dincilerdir .
2 - Laiklik ilkesini dinsizlik olarak yorumlayanlar : Dindar müslümanlar ile dine saygı gösteren laik insanlar arasında suni düşmanlık yaratmaya çalışan dincilerdir . (Kaldı ki laik devlet dinsizlere bile ilkesi gereği en az dindarlar kadar eşit mesafede durur .)
3 - Laiklik ilkesini tek bir dine ve mezhebe uyarlayanlar : Gökyüzünden yeryüzüne indirildiğinden beri siyasal iktidar peşinde koşan dincilerin ne yazık ki laik devlet içerisine ve laik kurumlarına kadar sızmaları sonucu 4 halife döneminden bu yana ortaya çıkan sünni mezhebini diyanet işleri ile koruyup kollaması ve diğer mezhepleri görmezden gelerek sindirmeye çalışması karşısında tepkisiz kalan ve bunu ümmetçilik ambalajı ile din özgürlüğü diye paketleyip yurttaşlarına sunan dincilerdir .
4 - Laiklik ilkesini savunanları darbecilik ve cuntacılık ile suçlayanlar : Laiklik ilkesini tekrar yoruma açarak siyasal bir zümrenin tekeli haline getirmeye çalışan ve neticesinde laikliği etkisiz kılmaya ant içmiş dincilerin buna bir tepki olarak seslerini mitingler ile duyurmaya çalışan ve demokratik hak ve özgürlüklerini kullanan insanlara ve bu mitinglere destek veren sivil toplum kurulluşları ile laiklik ve demokrasiyi aynı anda özümsemiş diğer siyasi partilere mecliste ve medyada saldıran dincilerdir .
“ islâm dinini, asırlardan beri alışılageldiği veçhile bir siyaset vasıtası mevkiinden uzaklaştırmak
ve yüceltmek gerekli olduğu gerçeğini görüyoruz. Mukaddes ve tanrısal inançlarımızı ve vicdanî değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü menfaat ve ihtiraslara görünüş sahnesi olan siyasiyattan ve siyasetin bütün kısımlarından bir an evvel ve kesin şekilde kurtarmak,
milletin dünyevî ve uhrevî saadetinin emrettiği bir zarurettir. Ancak bu suretle islâm dininin yüksekliği belirir. ” 1924 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, I. Cilt, syf. 318)