kimseyi ilgilendirmeyecek olan din anlayışıdır. kimse kimsenin dinine, inancına, inanma şekline laf etme zontalığını yapamaz.
ve eleştiri ancak kendi inancını sana zorla kabul ettirene gelebilir. ötesi sadece bomboş korku, gereksiz bir kibir ve katli vacip olan insan eylemidir.
kendi içlerindedir. kimseyi ilgilendirmez. ne ülke yönetimini ilgilendirir ne yasamayı ne yürütmeyi. dinlerini yaşarlar ve b4zıları gibi şova dönüştürmezler.
laikliğin devletleri ilgilendiren bir kavram olduğunu bilmeyen beyin sıçmığı. kişiler laik olamazlar, günlük konuşma dilindeki laik kelimesi ise devletin laiklik ile yönetilmesi gerektiğini savunan kişiler için kullanılır. kısacası bu kişiler devletin tüm dinlere eşit mesafede olmasını ve devlet yönetiminin dini emirlerle yönetilmemesi gerektiğini savunur ki bunun şahsın dinsizliği ile uzaktan yakından alakası yoktur, olamaz.
gerizekalı nfk'nın sözü ile açıklanan, bi o kadar gerizekalı kişilerin hala anlamadığı mevzu. Biz laikliği tanımladıkça sen hala "ama kamuda başörtülü hölölölö" diyorsan kusura bakma salaksın.
Aslında laiklik devlet yönetimi için kullanılır.Bugün bazen laiklik yanlısı için bazen de seküler yaşayanlar için kullanılmaktadır. Laiklik özünde şudur.
Kişi istediği dine,mezhebe inanabilir, ibadetini yapabilir. Devlet bu konuda tarafsız davranır,kişileri inanma ve ibadet etme konusunda telkin veya zorlamada bulunamaz, kişileri inancı makbul olanlar veya olmayanlar diye ayıramaz ancak ibadethane inşası kısmında devreye girebilir tabi buradaki ölçütü talep ve ihtiyaçtır.
Laikliğin farklı uygulamaları da mevcuttur. Fransa'da diyanet işleri gibi bir kurum bulunmaz mesela. Laik ülkeler yasama faaliyetlerinde dinsel referansları değil, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi gibi kavramları esas olur. Laik ülkelerin kamu kurumlarında dinsel ve siyasal simgelere kısıtlama hakkı mevcuttur tabi uygulamak zorunda değildir. *
Laiklik dinsizlik değildir zaten bir devlete dini var dini yok demek de saçmadır insan değil ki devlet bir yapılanma.
dinsiziz dememek için islam'ın içini tamamen boşaltan saf ve vicdanlı insanlardır. islam'ı olduğu gibi kabul eden birinin sonu cübbeli ahmet gibi, taliban gibi, vakit yorumcusu gibi olmaktır. islam'daki çok sert kuralları ve mantıksız masalları kabul etmemek için deizme yakınsayacak şekilde islam'ı değiştirmiştir.
bunu yapan ilk kişiler de değildir, yunus emre, hacı bektaşi de islam'ı tasavvufi bir deizm-panteizm'e yakınlaştırmışlardır. insanlık ve vicdandan uzaklaşmak istemeyen, ama islam'dan da tam ayrılamayan her kişinin yapmak zorunda olduğu şeyi yapıp, islam'ı insancıllaştırmışlardır. oysa islam'da vicdana, insanlığa, hoşgörüye yer yoktur.
müslüman müslüman dışındakilere üzülmez, yardım etmez. alevi çocukları kurşuna dizdiren saf islam'dansa, vicdanlı kişi değiştirilmiş islam'a uyar, ha bu durumda islam doktrinlerine göre müslüman sayılmaz ama o kişinin iç huzuru da bununla sağlanacaksa sorun yoktur.