bilimum saç baş açık olup otobüs ve uçaklarda bolca bulunan kırk yaş üstü teyzelerdir. seyahat ederken sağ ve soldaki insanların en ufak hatalarını bile eleştirerek haz alırlar, kendi kendilerine söylenirler. en önemli atasözleri benim annemde kapalıydı hacca da gitmişti ama rakıya da bayılırdı.
umut sarıkaya nın küçük parmağı ile dudak kenarındaki kiri alıyor pozisyonunda karikatürize ettiği, benim annem de başörtülüydü ama bir oturuşta bir büyük içerdi, pehhh! diye çizdiği tipleme...
Ahmet hakan tarafından yazılarında bolca lafı geçen, dincilerin kabak peygamber yemeğidir tezine kurufasulye atatürk yemeğidir diye anti tez geliştiren, atatürk hakkında fazla konuşmayı marifet sanan, bizde allaha inanıyoruz diye niyeyse kendilerini savunma gereği duyan, sorsan laik nedir diye doğru dürüst cevap veremeyecek olan, laiklikten bahsedeyim aydın sansınlar beni diye düşünen, ülkemizde türü çokca bulunan kokoş kadındır. Laik değildir ama laikim diyenleri savunmayı kendine şiar edinmiştir. Belli bir yaşı geçmiştirler, kendilerini derneklerde görürsünüz .
laik insan olmaz. devletler laik olur ! dileyen insan kendi kişisel meselelerine dini alet edebeilir. lakin kamu alanında yani devlet sınırları içerisinde laiklik söz konusudur.
50 yaş üstü, kısa boyalı saçlı*, dudakları yaşa bağlı olarak incelip yok olmaya yüz tutmuş , inci kolyesiz dışarı çıkmayan, pembe ruju olmazsa olmaz, konuştukları zaman en çok kullandıkları kelimeler çağdaşlık, atatürk ve laiklik olan teyzelerdir.
daha modern, daha çağdaş, daha uygar, daha medeni, daha özgürlükçü, daha kemalist, daha atatürkçü, daha laikçi, daha demokrat, daha bilmemne olan, benden başkası yalan tarzlı ya da kendisini öyle zanneden ayrıcalıklı sınıfa hayiz, topluma tepeden bakan, yüksek topuklu ve boyalı mübarek insan. bu mübarek laiklik tüccarı teyzeler parmakla gösterildikleri için, etrafta fazla bulunmadıkları için laiklik şekerim düşünce sıkıntı çekiyorum.
var efenim çok var bunlardan, gerçekten laikçi oldukları tartışılabilitesi yüksek bir konu olup, sırf kapalı genç kızlarımıza uyarılar yaparlar otobüslerde. misal; kız telefonunu kapatana dek, cık cıkları ve mıymıyları bitmez, halbuki kendilerininkilerinden haberleri ancak biri çaldırınca olur**
böyle bir ifade vardır. laiklik adı altında insanlara her türlü dini inancı yaşamayı yasaklamayı hedefleyen faşizan uygulamaları savunanları tanımlamak için kullanılmaya başlamıştır. laikçi faşistler dilimize kazandırmaya vesile oldukları bu ifadeye çok bozulurlar.
laikci tabirini beğenmeyenler bunu çok beğendi: (bkz: dinci)
nooldu? kendiniz millete kafanıza göre dinci dinci diye çemkirirken iyiydi, şimdi sizin o dinci dedikleriniz, sizin kıçınızdan uydurup tabir yarattığınız -ci ekini, laik kelimesine ekleyip, laikçi diye kelime türetince, hoşunuza gitmedi di mi?
bu teyzelerimiz yılın belli bölümlerinde başta anıtkabir olmak üzere çeşitli bölgelerde toplanıp eylem yaparlar. ülke sanki 85 yıldır aydınlık ve refah bir biçimde yönetiliyormuş gibi otobüslerde sürekli "batırdılar bu ülkeyii, sattılar bu ülkeyii" şeklinde sesli eleştiriler yaparak çevresindekileri rahatsız eder. saçlarındaki boya olmazsa olmazdır. yolda yürürken arka arkaya 2 başörtülü kadın görse "burayı da arabistana çevirdiler" tipi cümleler eşliğinde cık cıklar. çocuklarının mutlaka kürt, başörtülü, oruç tutan, amuda kalkarak ermenice konuşabilen arkadaşları vardır ama niyeyse hepsine düşmandırlar. ayrıca "benim ninem de başörtülüydü ama özgürce seks yapardı, dedem de bi oturuşta 5 tane büyük bitirirdi ama namazını orucunu aksatmazdı." gibi cümleler favorileridir.
50 yaş üstü
sarıya veya kızıla boyanmış küt saçlara sahip
dudaklarından kırmızı ruj eksik olmayan
buruşuk suratlı*
kısa boylu
süs köpeği sahibi
cumhuriyet mitinglerinin kahir ekseriyetini oluşturan
bakırköy, şişli, kadıköy vb. semtlerde oturan
maceraperest darbeci teyzelerimizdir.
vakit yazarlarının deyimiyle (bkz: dinazor) onu beğenmediyseniz şu da var (bkz: kokona) ve son olarak (bkz: azgın azınlık)
Dün üsküdar doğancılar'da asitane restaurant'ta gördüğüm ve kulak misafir olduğum 70-80 yaş civarı bir grup teyzedir. Teyzeler'den birisi iyice kafayı çizmişti. Kimden bahsettiğini anlamadım ama 700 sene önce ölen birinden bahsetti sonra bu kişi reenkarnasyon marifeti ile Atatürk'ün ruhunda canlandı deyince şok oldum. Teyze bunu o kadar inanarak anlatıyordu ki kahroldum. Bir de kuran'dan ve Yaşar nuri abimizden delillerle diğer laikçi teyzeleri etkisi altına almaya çalıştı. Sonra yobazlar diyerek Ak partililere giydirdi ama çok detayları anlayamadım.