bir gerçeklik. hem de sansasyonel bir gerçeklik bu! asla ama asla inkar edilemez bir gerçeklik. tartışma konusu dahi olmaz, olamaz. laikliğin temelini hepimiz biliyoruz. fransa'nın dünya'ya yaydığı tehlikeli bir rahatsızlık bu aslında ya neyse bu konuya hiç girmeyelim. türkiye kurulurken önünde bir çok seçenek vardı. ancak laik bir ülke olmayı tercih etti, edildi ya da edilmeye zorlandı. bu konuya da girmiyorum. önemli olan türkiye'nin fransız sempatisi içinde olması, bu sempatinin yarattığı ortamda da fransız rejimlerinden biri olan laikliği seçmesidir. bu bakımdan türkiye'nin temelinde fransa, fransızlar ve fransızların yarattığı düşünce sistemi yatmaktadır.
bunu düşünen insanın dedeleri fransadan göç etmiştir. bu yadsınamaz bir gerçeklik hatta apaçık ortadır, bunu kabul etmemek için kör olmak lazımdır, yazıların karakterine söylemlerdeki zerafete ve kibarlığa bakar mısınız bunun böyle olmadığını görmek için kör olmak lazımdır.
fransız rejimini seçmiş olmamız, Türkiye'nin temelini fransızların attığını göstermez. Ancak şöyle denilebilir: Türkiye'nin temelini, fransız rejimlerinden biri olan laikliği seçen Türkler atmıştır.
cumhuriyet'in kuruluş yılları ve takibinde türkiye'deki kamu kısmının teşkilatlanması, sistemin belirlenmesi, il sistemi, valilerin yetki alanları, hukuk sistemi gibi bir çok şeyde fransız yönetim sistemi örnek olarak alınmıştır..
(bkz: hukuk a giriş)
tam olarak eksiksiz bir şekilde fransız sistemi kopyalanmamıştır.. bir çok sistem üzerinde inceleme yapılmış çoğunluk olarak fransız yönetim sisteminden faydalanılmıştır..