bu araştırmada anlatılanların hepsi yaşanmış olaylardır. internet üzerinde, tanıdık, bildik insanlar arasında yapılan küçük bir soruşturmayla birkaç gün içinde toparlanmış yüzlerce vaka arasından seçilmiştir. isimler araştırmacıda saklıdır.
annemin şapkasi -- 2002 yılıydı. odtü'den mezun oluyordum. mezuniyet törenime ailem de gelmek istedi. annem başörtülü. türbanlı dersem daha iyi anlaşılır. çok dindar biri değilim. arkadaşlarım ve hocalarım annemin türbanlı olduğunu bilmiyorlar. onlar için din, köylü, taşralı bir şey, dindarların hepsi de şeriatçı. annemin türbanlı olduğunu görürlerse üniversitede kalıp asistan olma hayallerim suya düşer diye düşündüm. aslında mezuniyet törenine türbanlı annelerin girmesine izin verilmiyor muydu bilmiyorum. ama ben üzerimdeki mahalle baskısı yüzünden gelme de diyemeyeceğim annemi törenimde şapka takması için kardeşimle birlikte ikna ettim. tören akşamüstü açık havada yapılıyordu. güneş yoktu. ve benim annem sırf üzerimdeki mahalle baskılarının yarattığı endişe ve aşağılık komplekslerim yüzünden binlerce kişi içinde o şapkayla oturmak zorunda kaldı. bu konuyu daha sonra hiç konuşmadık. ama ben ömrümün sonuna kadar o mezuniyet fotoğraflarına baktıkça hem kendimden utanacağım hem de yaşadığım ülkeden...
çocuğum ihbarci -- ben bir yüzbaşıyım. eşim başörtülü. yeni atandığım yerde komutan eşiyle birlikte ziyaretimize geldi. bunun ne anlama geldiğini bildiğimiz için eşim peruk taktı. ama üç yaşındaki kızımın memleketin bu durumlarından haberi yoktu tabii. tam yemeği kazasız belasız bitirip oturuyorduk ki kızım içerdeki başörtülerden birini alıp "anne taksana bunu " diye annesinin kucağına bıraktı. yetmedi. yere o başörtüsünü serip komutanın şaşkın bakışları altında namaz kılar gibi hareketler yapmaya başladı. tabii kıpkırmızı olduk. eşim "babaannesinden gördü galiba " gibi bir şeyler geveledi ama herhalde mesele anlaşıldı. ben de baktım ki böyle numaralarla olmayacak, ordudan erken emekli oldum.
raki-ayran -- üç yıl önce istanbul'da bir tıp kongresinin yemeğinde, önündeki ayrana su karıştırarak rakı görüntüsü vermeye çalışan bir genç akademisyene çok gülmüştük. daha sonra hocası geldiğinde bu çabanın nedenini anladık; hocayla kadeh kaldırmak mecburi imiş.
beyaz yakali faşizmi -- bir bankada çalışıyorum. sekiz yıllık iş arkadaşlarım ablamın başörtülü olduğunu hala bilmiyor. karısı başörtülü olanlar eşlerini mümkün olduğunca saklıyor. taraf okuduğum için sürekli tacizle karşılaşıyorum. asıl kötü olanı yıllık izinim olduğu halde anlayacaklar diye hrant dink'in cenazesine katılamadım.10 kasım saat dokuzu beş geçe ofisin içinde ayağa kalkmayanın ise vay haline...
reklam ajansinda ramazan -- uluslararası ortaklığı olan iyi bir reklam ajansında junior art director olarak iş buldum. işe başladığım günler ramazan'a denk geliyordu. oruç tuttuğumun öğrenilip, parmakla gösterilmekten, rahatsız edici şakalara maruz kalmaktan, yapacağım en ufak hatanın orucuma mal edilmesinden korktuğum için ilk on beş gün çeşitli taktiklerle oruç tuttuğumu sakladım. sigara ve çay içmemem en büyük avantajımdı. sonunda sorular ve yemek teklifleriyle etrafımdaki şüpheler artınca itiraf ettim oruçlu olduğumu. namaz bile kılmayan benim ajanstaki ön adım artık "hacı." hüseyin üzmez birine tecavüz etse benden kınama mesajı yayınlamamı bekliyorlar...
o ev tutuldu -- mühendis bir çiftiz. eşim başörtülü. eşimle birlikte bir hafta sonu yine ev ararken ümraniye'de bir sitenin girişinde sahibinden kiralık ilanını gördük. apartman yöneticisi olan kadınla konuştuk. kadın bize "daire tutuldu " dedi. ben şüphelenip "peki neden kâğıdı kaldırmadınız? "
deyince, "az önce tutuldu " deyiverdi. "tamam" deyip eve döndük. kadının hallerinden şüphelenmiştim. kâğıttaki numarayı tekrar arayıp aynı evi sordum. bu kez aynı kadın bana evin özelliklerini saymaya başladı. "ben az önce gelen eşi başörtülü kişiyim. yaptığınız ayıp değil mi?" deyince de telefonu yüzüme kapattı.
açik kapi baskisi -- ankara&'daki büyük üniversitelerimizden birinde birilerinin odalarında namaz kıldığına dair çıkan şayialar üzerine, öğretim elemanlarının oda kapılarını kapatması yasaklandı.
"çay ismarlayayim mi? " odtü'de normal zamanlarda yüzümüze bile bakmayan bir hocamızın ramazan günü tüm sınıfa çay ısmarlayası geldi.
"kimler istemiyor?" diye sordu. benimle birlikte birkaç kişi el kaldırdı. neden diye sorguya çekti. "istemiyorum" falan dedim önce. "oruç mu tutuyorsun?" diye sordu. "evet" dedim. böylece serbest bırakıldım.
avrupa duy sesimizi -- başörtülüyüm. üniversite son sınıfta erasmus öğrenci değişim programına başvurmuştum. fakülte birincisiydim. ingilizce sınavından en yüksek notlardan biri benimdi. son aşama ise mülakattı. mülakata girdiğimde üniversitenin erasmus koordinatörü beni bayağı sıkıştırdı, sorularının hepsine onu alt edecek cevaplar verdiğimde daha da sinirlendi. ertesi gün mülakat sonuçları açıklandı. herkes 100 alırken benim puanım 60 tı.
yemekteyiz -- bodrum-türkbükü. eylül 2008. ramazan ayı. bir otelde yapılan düğüne davetliydik. başörtülü eşim ve çocuğumla gittik . biz sorun etmeyip içki içilen masalarda oturduk, bu sırada 60 yaşlarında zengin bir işadamı, sıradan bir başörtüsü takan eşime "sen yakında çarşaf da giyersin" deyiverdi.
laik kurtarilmiş bölge -- 2007 nin ekim ayıydı. okuldan iki başörtülü arkadaşım ile birlikte rumeli caddesi'nden osmanbey'e doğruyürüyorduk. arkamızdan "cıkkk cıkkk " diye bir ses geldi ve 50 yaşlarında bir kadın başladı bize doğru söylenmeye "siz her şeyi biliyorsunuz da bir yolda yürümeyi mi bilmiyorsunuz, bu ülkeyi siz bu hale getirdiniz, nişantaşı'nı kirletmeyin bari, burası temiz kalsın. "
apartman karariyla -- ankara ümitköy'de oturan bir arkadaşım posta kutusuna bırakılan dini bir dergiden dolayı apartman yöneticilerinden genel şikâyet üzerine uyarı aldı...."
doğrudur, vardır. ama neden ? bunu bir kendinize, bir de toplumu din adına dinsizce dinden soğutan örümceklere bakın da sorgulayın. "nefret ettirmeyiniz, seviniz" nerede kaldı? dini lider dediklerinizin sapık ve saçma hareketleri ve yaşantılarından mı bahsedelim, oy vermeyi cennet anahtarıyla bir tutan din bezirganları ve partilerinden mi, halka kur'an hükümlerini öğretmek yerine işine geldiği gibi yalan yanlış yobaz kurallar koyanlardan mı bahsedelim yoksa adına din ilim adamı denen ama aklı uçkurundan ve cebinden başka bi boka yaramayan din esaslarını sulandıran ibne kılıklı proflardan mı?
bu ülkede dindar insanlar, dinini özgürce yaşayamıyorsa bunu, din hayatının kişiyi bağlayacağını düşünmeden şova dönüştürüp "gavur kemalin gavur devletini yıkacağız" diye ortada nara atan sakalına bit düşmüşlerle yanında karafatma gibi gezen çarşaflılar yapmıştır. ben üniversitede okurken bütün baş örtülü hanım kardeşlerimizi okuluna örtüsü ile gider gelirdi, kimse de devlete rejime tehdit görmezdi bunu. ne değişti lan on yıl geçmeden? insanlar normal başı bağlıyı görünce tepki gösterir oldu, pis gerici, devlet düşmanı diye bağırmadıklarına dua edin. toplumun tamamı dinsiz mi lan? bunda sizin de payınız yok mu ha?
bir de bu hazreti tayyip tek başına ikinci dönem saltanatını sürüp padişah da ilan olunmuşken hala neyi bekliyor ki kızlarımız ya başını açmaya ya da aptal gibi gösteren içler parçalayan o peruk durumuna mecbur oluyor? her şeyi değiştirmeye gözü kara olan bu zat buna neden kuzudur?
*küfredince ağzı bozuk oluyoruz kodumun adamlarına.
edit; haa unutmadan bu kötü örneklerden yola çıkıp eşşeğin muna kar suyu kaçıran dengeyi yitiren salaklar yok mu? olmaz mııı! sokaklara dökülüp de "kahrolsun şeriat" diye bağıran teyzeler, atatürk'ü sevdiği için iyi bi şey yaptığını sanmıştı da, atatürk hayatta olsa ilk önce onları sktirederdi, "insanımı korkutup beni din düşmanı dindiz zannettireceksiniz mallar sizi" diye. bu günkü ilk aklıma gelen güncel olay uğur dündar, "tehlike kapımızda imdat bebecikleri zorrrla namaza görtürdülerr" diye reyting toplamaya çalışırken, onu her kültür ve eğitimden insanın izlediğini ve bunu etkisinin ne ters boyutta olacağını hesap mı etmiyor, ne halt ediyor bilemedim ben.
özet; mükemmel dinimi kendi dandikliğnizle vıcıklamaya çalışanlar, topunuzun allah belasını vere!
vallahi ben dinsiz diye yakılan aydın... namussuz diye vurulan kadın.. daha binlerce örnek gördümde, bi laikin dövdüğü bir imam ya da türbanlı görmedim dedirten olaydır. aradaki çağdaşlık ve yobazlık farkından kaynaklanır...
doğrudur vardır. din bezirganları da vardır. ama bir sorun bakalım niye? evde kur'an okuduğu için basılıp hapse girenimi dersin, ezanı arapça okuduğu için para cezası artı adli cezaya çarptıralan imamı mı dersin...ohoo...şimdi saymaya gerek yok hepsini. devlet bunları birey yerine yaptığı için zamanında, şimdi gerek kalmıyor yapmalarına. tabii bu da çok "çağdaş" olduklarından.
tamamen düzmecedir, iftiradır, herkesi kendi gibi bilmektir.
kardeşim şurda herşeye espirili cevap yazalım eğlenelim diyoruz b.kunu çıkarıyorsunuz. başlıklar türban meselesi doldu. meğer canavarmışız biz laikler, size yaşama hakkı vermemişiz. allah belamızı versin bizim öyle mi? lan nasıl da yazdınız öyle, bu ne mükemmel senaryo. yakında bunları sır kapısında film yapıp ölümsüzleştirirsiniz. ayıp yaptığınız gerçekten ayıp. bu senaryoları hala beyninizi yıkayan, her duygunuzu sömüren ve üzerinizden gemiler alanlara okuyun. biz insanız kardeşim. hanginiz alevi birisine kucak açtınız, ne ana bıraktınız ne bacı. yok mum söndü, yok abdestsiz. aleviler abdestsiz, kemalistler dinsiz. peki siz nesiniz? ne başörtülüler var ama sizin yaptıgınızı yapmıyolar. onların da adını kirletiyosunuz. bir bıraksalar cogunuzu bırak başörtüyü açmadığınız yeriniz kalmaz. dini bez parçasıyla değil de önce o kokuşmuş kalplerinizi temizleyerek yaşayın.
edit: bir insana gunde 5 kere ayni arapca kelimeleri tekrarlatabilmek .. hayati boyunca onun kafasina bir bez parcasi gecirmek. ve bir adamin 4 karisindan biri olabilmek icin korkutmak lazimdir. yoksa hicbir insan bunlari yapmaz. kendi mahalenizle baska mahaleleri karistirmayin.
ne ararsın tanrı ile aramda,
sen kimsin ki orucumu sorarsın?
hakikaten gözün yoksa haramda,
başı açığa neden türban sorarsın?
rakı, şarap içiyosam sanane?
yoksa sana bir zararı içerim.
ikimiz de gelsek kıldan köprüye,
ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
esir iken mümkün müdür ibadet,
yatıp kalkıp atatürke dua et,
senin gibi dürzülerin yüzünden,
dinin de soğuyacak bu millet.
işgaldeki hali sakın unutma,
atatürke dil uzatma sebepsiz.
sen anandan yine çıkardın ama,
baban kimdi bilemezdin şerefsiz.
yetmediyse al ozaman dörtlük
Bî-namaz deyip beni Hak'dan uzak gören,
Sığmaz senin hayâline mihrâb ü mübrem.
Sen sade beş vakitte ararsın Allahını,
Ben her zaman onunla emîn ol beraberim.
orduevinde evleniyorum. izmir de bu orduevi. eşim konyalı. akrabalarının çoğu başörtülü. benim akrabalarımda da var başörtülü olan. özellikle de yaşı büyük anadolu köylüsü tadında olanlarda var. kimse de başörtüsünü problem yapmıyor. düğüne de aaa bu başörtülü almıyoruz demiyorlar.
sadece sozlukte dikkat çekmeye çalışıp, eti pu-f.gülen hazretlerinin yeni tip istihbari media servisçiliğinin küçük boyutlu evcilik tadını oynamak isteyenler hariç. bunlara ecnebi "attention whore" der. abi benim başımdan bi olay geçti, kimsenin başından geçmezciler bunlar. sanırsın ki bunları elma şekeri ile kandırıp sonra inşsaatlarda götlerinden sikiyorlar. tamamı yalancı. dinleri gereği. çünkü dinlerinin kendisi bildiğin virus. "yeteri kadar güçlenene kadar ses etme" diyen bir tanrıları var.
üniversite öğrencilerinin oruç tuttukları belli olmasın diye ramazan'da 1-2 gün oruç tutmayıp, kantinde millete göstere göstere yiyip içmeleri buna bir örnektir.
Halbuki üniversitelerde binbir çeşit baskı vardır bölüm hocalarınızın ve rektörlüğü takındığı siyasal tavıra göre. örneğin benim bölümümün alayı fethullahçı ve siyasetle alakası olmayan mühendislik bölümü olmasına rağmen imkanı yok ben asistan olarak kalamam gerek adımdan gerekse siyasi düşüncelerimden ötürü, bütün asistanlar ve hocalar kadrolaşmış vaziyette veya da okulumuzun siyasetle alakalı bir başka bölümünde hocalar ya liberal ya da marksist orada da benzer görüşü paylaşmıyorsanız iş yapamazsınız.
rektör de bu siyasi ortamda fethullahçı. bir şekilde düşünce olarak onaylamadığını düşündüğü kulup varsa Onlara ne bütçe verilir ne de yapmak istedikleri etkinliklere onay hatta rektörlük binasından içeri bile adımını atamazlar.
bunun tam tersi genelde bundan önceki farklı düşüncedeki kadrolaşmış yerlerde de geçerlidir. illaki fethullahçı olmasına gerek yok.
Ha okulumuzun bundan önceki rektörü sol tandanslı ulusalcı iken okulda genel manada bu kadar baskı yoktu. şuan için borularını öttürenler liberaller, fethullahçılar ve kürtçüler.
peki dinci mahalle baskisi yok mudur? devlat dairelerinde memurlar, bazi okullarda ogrenciler namaz kilmaya oruc tutmaya zorlanmiyorlar mi? elbette zorlaniyorlar. iki tarafta sutten cikmis ak kasigiz diyemez. calistigim isyerinde ustabasi 20 yasindaki cocuklari zorlamayla namaza goturuyor oruc tutmayinca azarliyor. tabi cocuklarin bazisi kaciyor, gercekten isteyenler ise kiliyor namazlarini tutuyorlar oruclarini.
gonul isterki herkes istedigi gibi yasayabilsin ancak herkes tek tarafli dusunuyor bu konuyu. ben de dahil tabiki. istesede istemesede herkes bi sekilde elestirilecek belkide baski gorecek. cok milletli, cok inanisli, kultur mozaigi bir toplum olmamiz, iyi sonuclar yaninda boyle sonuclarda dogurabilmektedir.
1- oruc tutmadi diye tekme tokat oldurulesiye dovulen universite ogrencisi buna bir ornek midir?
2- turban -bu kelimeden de nefret ederim, neyse, turkce bile degil. ayrica turk bile degil, fransa' dan alinan salak bir ortunme bicimi. basortu dururken turban nedir kardesim?.- neyse sirf turban takiyor diye kadinlara yer verip ondan neredeyse 10 yas buyuk birine ver vermemek buna bir ornek midir?
3- alevi oldugu icin bir universite hocasi tarafindan yapilan ders disi laboratuar calismalarina alinmamak buna bir ornek midir?
4- sirf universitedeki bir hoca onun gibi dusunmediginiz icin diger 'ogrencilerin' sahip oldugu ayricaligi size vermemesi buna bir ornek midir?
gibi yuzlerce sorunun da gundeme gelmesine neden olan sozde baskidir.
bana oldukça saçma geldi. ne yani, adam durduk yerde gelip bunu mu dedi? kimi kandırıyorsunuz? o masada ne muhabbet dönmüş onu yazaydınız ya? kadın ne dedi ki adam onun üzerine böyle bir söz sarfetti??
burada kendi düşüncesi üzerinden bir şeyler yapmış arkadaş. kimse ona bir şey için baskı kurmamış? "böyle bir baskı yok" demiyorum, ama adam kimse ona bir şey demeden üzerimde baskı var o yüzden böyle yaptım diyor. ya da taraf bizi yiyor, her zamanki gibi...
bunun laiklikle ne alakası var? bunu yapan bir solcu da olabilir, mhp'li de olabilir? içkiyi sadece laikler mi içiyor? taraf gazetesinin laiklik düşmanlığı işte. adamlar her şeyi laiklik düşmanlığı üzerinden değerlendiriyorlar...
tsk'dan yüzbaşı rütbesinde emekli olamazsınız. istifa bile edemezsiniz. mecburi hizmet süresi diye bir şey vardır ve bu 15 yıldır. 15 yılın sonunda istifa hakkınız doğar. emeklilik ise çook daha ileriki yıllarda mümkündür. bu arkadaşın hikayesi de hayal ürününe benziyor, ya da kendisi ordudan atıldı ve bunu söyleyemiyor diyeceğim, ama böyle bir konudan şikayetçiyse bu arkadaş, bu sebepten atıldığını da göğsünü gere gere anlatması lazım değil mi?
bir kere sen 8 yıl boyunca ablanın başörtülü olduğunu saklayarak kendi baskını kendin kurmuşsun.* ayrıca, senin orucunla dalga geçenin illa ki laik mi olması lazım güzel kardeşim? bu ülkenin milyon tane adamı var farklı kanatları düşünen. lan agnostik bile olabilir o taşak geçen adamlar. ahaha...
daha fazla kasmayacağım yazmaya, adamlar klasik sokak tartışmalarında geçen örneklemlerin üzerine birer hikaye uydurarak yazmışlar haber diye. kadeh kaldırmak zorundaymış da, mına godumun laiği zorlamışmış da. hey allam...