laiklik kişinin değil devletin sıfatıdır.nasılki ben parlementer sistemim demek anlamsızsa ben laikim demekte o kadar anlamsızdır.dilbilgisi hatası yoktur.
(ben laik değilim, hem kişiler değil devletler laik olabilir.laikliğin anlamını bilmiyorsunuz diyerek ayar vermiştir.dikkat edilirse kesinlikle dilbilgisi hatası yoktur.)
laiklik şahsa değil, devlete özgü bir sıfat olduğundan türkçeye aykırı bir cümle. ha başbakan devlet adına böyle bi cümle sarf edebilir mi? günümüz şartlarında, bal gibi eder tabi. hem cümlenin altında yatan zeka pırıltısı açısından da şahsına çok yakışır.
aksam gazetesi yazarı serdar turgut'un 27 nisan 2007 cuma tarihli kose yazısıdır...
"ben laik değilim"
"türkiye denildiği gibi laik bir ülkeyse o zaman da demokrasi değildir. dini de kapsayan bir şekilde sistem oluşturmaya çalışıyorsak eğer, olmak zorunda olduğumuz şey laiklik değil sekülerleşmedir.
türkiyede düzeni savunduklarını sanan insanlar her fırsatını bulduklarında laik olduklarını söyler.
bunun ne anlama geldiğini bildiklerinden bile şüpheliyim.
aynı çevreler laiklik savunusu içinde özgürlükler lafını kullanmayı da ihmal etmezler. onların kafasında laiklik, özgürlük ve demokrasi aynı düzlemde yer alması gereken, birbirlerine yakışır kavramlardır. cumhuriyetin temelini de laiklik kavramı ile açıklarlar.
bazı kavramları açıklamak ve savunmak cahillerin eline kaldığı zaman gayet tabii ki cumhuriyet de sistem olarak zayıflamaya mahkum olabiliyor.
laiklik, dini inanışın devlet tarafından belirlenmesine verilen addır. bu nedenle tek parti iktidarlarına özgü bir ideolojidir ve özünde de faşistik bir yaklaşımdır.
bir sistemin laik olmasıyla demokrasiyi bağdaştırmak mümkün değildir. eğer türkiye denildiği gibi laik bir ülkeyse o zaman da demokrasi değildir.
dini de kapsayan bir şekilde sistem oluşturmaya çalışıyorsak eğer, olmak zorunda olduğumuz şey laiklik değil sekülerleşmedir.
laiklik, dini bireysel tercih olmaktan çıkarır ve dini inanışın devlet tarafından yönlendirilmesini, kuralların devlet tarafından belirlenmesini ister.
aksine, sekülerleşme dini inanışı bireysel özgürlüklerin bağlamında görür ve kuralları devlet tarafından koymaya kalkışmaz.
dinine uygun kuralları bireyin kendisi için koymasına güvenir ve ona müdahale etmez.
türkiye bu kritik aşamaya gelmiştir. laiklik yandaşları ile seküler sistemden yana olanlar karşı karşıyadır...
laiklik yandaşları abdullah güle karşıdır ve bunun için ortaya sürebildikleri tek mesele eşinin türbanıdır.
bu, laiklik yandaşlarının ne kadar sığ bir argüman içinde olduğunu göstermektedir. bu sığlık içinden yıllardır çıkamamaktadırlar ve bu kısır döngüleri artık türkiyede rejimi zedeler hale gelmiştir.
eğer bu insanlar dedikleri gibi gerçekten rejimi düşünüyorlarsa o zaman laiklik sığlığının dışına bir an önce çıkmalıdırlar. dünyadaki her toplumda olduğu gibi dinin, popüler kültürün oluşmasında yeri büyüktür.
bu nedenle din ile ilgili tutarlı bir tavır oluşturmadan düzen ile ilgili tutarlı, siyasi tavır da almak imkansızdır.
kısır döngü dolayısıyla çıkmazlar yaratan laiklik dışına çıkıp da din meselesini ortada bırakmamanın tek yolu seküler tavrı geliştirmektir.
bu sistemde bireyler din ile tercihlerinde ve o tercihlerini nasıl yaşayacaklarında özgür olacaklar.
bu gerçek demokrasiye giden yolun temeltaşıdır. ve seküler düzende kimse onun bunun türbanıyla, kıyafet seçimi ile uğraşmayacaktır.
gayet tabii bireylerin dindar olmama tercihine de sadık kalınacaktır. avrupada olan düzen budur.
avrupa birliği üyesi olmaya aday bir ülkede seküler olmaktan başka çıkar yol da yoktur.
yani istesek de istemesek de seküler olacağız zaten. tercih, düşünerek ve tercih özgürlüğümüzü kullanarak laik olmaktan çıkıp yerine seküler olmamızdır.
bunun da akp tarafından gerçekleştirilecek olması, düzeni korumak için var olduklarını söylemekte olan partilerin bir ayıbıdır.
asıl onların yapması gereken iş, dinci olarak saldırdıkları parti tarafından yapılıyor. oturup da düşünsünler tavırları hakkında.
çankayada da yaşanacak transformasyon tarihsel anlamda kaçınılmazdır.
bu dönüşümün abdullah gül gibi devlet adamının kontrolü altında olmasında da büyük yarar vardır."