laik atatürk din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını istemiştir. dp, msp, refah ve akp dönemleri hariç bu isteği 1923'den beri gerçekleşmiştir. ama atatürk allah inancı olan birisiydi. bu yönde birçok sözünü bulabilirsiniz. peki atatürk'ün çarşaf giyip kaçması devlet işi midir? dinle devlet işi karışmış mıdır bu olayla? ille kemalist ya da fetocu olmaya gerek yok taraf olmak için. akıl fikir yeter.
ben allahsızım, kitapsızım. çok rahatım bu konuda. isterim ki herkes akla, mantığa, bilime inansın. ama beni öldürecek olsalar çarşaf da giyerim kariyer de.
darda kalmayınca giydiklerinden seçimini anlayabileceğimiz Atatürk'ün darda kalınca yaptığı bir reel seçimdir. fikir sahibi olmak için sadece akla danışınca garipsenir. elbette ki akla dayanan seçimlerde akıl kullanılır ancak 'bilgim olmadan asla' dediği de açıktır aklın. bu sebepledir ki 'okumadan' yorum yapmak yapmak mesnetsiz bir cüretten ibarettir. 'peki' denilir. bir başka seçenek için (bkz: osman baydemir)