efendim evet vardır böyle bir şey. senin anayasan bas bas "laik ülkeyiz ulan!" diye bağıradursun, bu tek başına o ülkeyi laik yapmaya yetmiyormuş. çelişkilerin anavatanı türkiyede yine bu konuda da çarpıcı örnekler görmekteyiz. en trajikomik olanı da, ramazan ve kurban bayramlarının resmi tatil olmasıdır.
anayasanın sesi kısıldı bağırmaktan, devletin dini olmaz diye. ama sanıyorum ki şu ülkenin %99unun müslüman olması olayı psikolojik bir baskı üretiyor devlet üzerinde. bu laiklik denen şeyi doğru düzgün uygulamasına izin vermiyor, yan çiziyor devlet. osmanlının torunuyuz ya hani hepimiz, onun getirdiği bir takım alışkanlıkları kaybedememiş olmaktan da kaynaklanıyor olabilir tabi bu durum.
şimdi senin devletinin resmi bir dini yok(devletin resmi dini de nasıl oluyorsa artık, o daha saçma bir konu tabi), senin ülkeni hiç tanımayan ütopik bir uzaylı geliyor. şimdi bu uzaylımız ütopik ya, bilgisayar mantığıyla yaşıyor diyebiliriz. hayatı evet ve hayırlardan ibaret, ortası yok. canım ülkemin anayasasını okumaya başlıyor, daha başlarda laiklik diye görüyor. laikliğin ne olduğunu wikipedia'dan öğreniyor, alıyor hafızasına. sonra ülkenin herşeyini incelemeye devam ediyor tabi, derken yeni takvim almış insanların hemen daha ilk başta birşeylere baktıkları dikkatini çekiyor.
bizim alf merak ediyor hemen, nedir bu resmi tatil denen şey diye. araştırmaya başlıyor, 23 nisan, 19 mayıs falan derken, birden bire sempatik aktivitesi artıyor, kalbin debisi artıyor ki beyne daha fazla kan gitsin, daha iyi çalışsın diye. çünkü bir yerde o ütopik beyni kısadevre yapmıştır, içinden çıkılmaz bir paradoksla karşı karşıya kalmıştır zavallı beyni. bu devlet laik değil miydi? o zaman neden resmi tatilleri içinde dini bayramlar da var? hadi onu geçtim, neden sadece tek bir dine mensup bayramlar resmi tatil? noel, paskalya gibi birşeylere rastlamıştı internette, onlar neden tatil değildi ki? bu ülke nasıl laik olabiliyordu o zaman?
tam beyin kanamasından gidecekti ki, sağolsun yeni nesil hükümet yalakası yazarlarımızdan birisi koştu imdadına, bir cümleyle kurtardı onu: "yahu kardeşim, bu ülkenin %99u müslüman!" bu cümleyle birlikte uzaylımız daha fazla dayanamayarak, caaanım 3 tarafı denizlerle çevrili ülkem hakkında kafa yorma, herşeyi mantığa yorma işkencesinden kurtularak hakkın rahmetine kavuştu.
laik ülkede kızların bakir olması gibi bişey olmuş. devlet insanların ihtiyaçlarını görmezden gelemez. devlet bütün dinlerin ritüellerini yok sayarsa laik olmaz faşist olur.
Laiklikle çelişeceğini sanmak mallığın dik alasıdır. Öncelikle Bayramlar Dini olmaktan çok Kültürel sosyal bir aktivite halini aldığı için kutlanır. ben Ramazanda oruç tutmam hatta "Ramazan" ayının oruç ayı olduğundan bile şüphelerim vardır kesin bir yargı olmadığından ötürü.buna rağmen Ramazan bayramı deyince sosyo-kültürel bir olay olarak Mezarlık ziyaretinden tut, akraba ziyaretlerine, oradan bulunduğum parti-sivil toplum örgütü vslere bayramlaşmaya giderim. Bunlar ayrı bir güzelliktir. bayramı sırf dine endekslemek özelden genele örnekle yanlıştır bu yüzden. Ramazanı huşu içerisinde geçirenler için bile Ramazan dini bir şey olduğu kadar sosyo-kültüreldir de.
uzun lafın kısası tamamen dini olmayan bir kültürel öğeyi Devlet laik diye tatil ilan etmemek olmaz. O zaman yılbaşı da tatil olmasın. O da Hristiyan takviminin başlangıcı, Ama zamanla neye dönüşmüş? dünya çapında sosyo-kültürel olaya (ha benim için yılbaşı pek bir şey ifade etmez).
bununla beraber Laiklik kavramını oturtup tarihsel dönüşümlerinden ötürü birçok avrupa ülkesinde laiklikle çelişmeyecek şekilde Hristiyan demokrat parti zart zurt da bulunmaktadır. (Türkiye'nin tarihsel siyasi dönüşümünden ötürü böyle bir parti olması söz konusu olamaz)