lahmucunu değil ama elimi yıkamaya üşendiğimden bazen bende olmayacak şeyleri çatalla yiyorum, yani bunu yapan kişi kibarlık budalası olmayabilir, üşengeç de olabilir.
nişantaşinda sık sık karşiniza çikabilen tiplerdir. asil komik olanı işim dolayısıyla bulunmak zorunda oldugum nişantaşinda gördüğüm çatal bıçakla adana dürüm yiyen kokonolardır.
edit:al işte yine benim dertli başima kaldı başlık.
sabun denen şeyin unutulmaması karşılığında lahmacundan en iyi tat elle yerken alınır.bu kesinlikle uygarlık dışı olarak düşünülmemelidir.uygarız diyen avrupalıların şehirleri domuz kokmaktadır*
gerzek olarak değerlendirilmeleri yanlış olsa da, lahmacunu tam tadıyla yiyebileceklerini düşünmediğim, düşünemediğim güruh..her ne kadar her muhterem kişi, her istediği yiyeceği, istediği materyalle yeme yetisine sahip iken, lahmacun ise en iyi üç parmakla, rahat edemediğiniz sıralarda da, dört parmakla bir güzel temizlenir, ancak tadı böyle alınır, önce içerisine bilimum yeşillik konur sonradan bol bol limon sıkılır kıvrılır ve de bir güzel evde yuvarlanır..işte budur tat...
"lahmacunun üzerinde tensel temasla aktif olan öldürücü bir zehir var bu yüzden elle yiyemiyorum" konseptini "kibarlıktan kırılayım da cevremdekiler beni pek bir kibar görsün, zaten elim de bir tarafıma kaçtı mecbur kalıyorum" düşüncesiyle harmanlayan insancık modelleri.
Bu tipler kurufasülyeye ekmek banmaz hamsiyi de çatala yemeye çalışırlar. ayrıca lahmacun yemeden evvel ellerinizi yıkarsanız hijyen problemi de ortadan kalkar. (bkz: sabun)