ayakkabıları rahat olmamakla birlikte, saatleri güzel olan marka. niye böyle saçma bir entry girdim ben de bilmiyorum. lacoste kullanıyorum demenin farklı bir yolu olsa gerek.
Her yaz sezonu tişörtlerini beğenerek aldığım marka. Kalitesi ve kesimleri ile şık bir tarzı vardır. Yolda yürürken timsah amblemi ile karşınızdakine hava atabilirsiniz.
renklerinin on numara artı kupon olduğunu söyleyebileceğim marka. ayrıca ayakkabıları son derece rahattır. lacoste yaka bu markayla birlikte ortaya çıkmıştır. en çok satılan ürünü yeşil renkli klasik tshirtleridir.
bir gün, klasik indirim zamanlarından birinde arkadaşlarımla alışveriş yapmaktayımdır. lacoste'a gireriz ve bir tişört alıp çıkarım. tüketici olarak bu sefer kazığı yememiş olmanın ya da en azından indirimli fiyatından yemiş olmanın verdiği garip mutlulukla mağazadan çıkarız.
kapıda arkadaş bana sorar, ''lacoste ne demek, ne anlama geliyor?'' bilmediğimi söylerim, o da kendisinin de bilmediğini ama bu konuda bir tahmin yapabileceğini söyler ve; '' lacoste kelimesini 'la' ve 'coste' diye ayıracak olursak, işte size kazık gibi bir manaya geliyor heralde'' der, sonundaki ''e'' harfinin fazlalığından dolayı bu anlama gelemeyeceğini düşünüp kendimi avutmaya çalışırken; kendimi kandırmamın faydasız olduğunu anlar, yine kazığı yiyen tarafın ben olduğumun farkına varırım ve bir alışveriş macerası daha böyle evlat acısı gibi içime çökerek son bulur...
t-shirtlerinin kumaşı 15, üzerindeki timsah amblemi ise 195 ytl dir. Lacoste firması da bu durumun farkında olduğu için öyle bir timsah amblemi yapar ki kimse taklit edemez. Bu yüzden bu markanın taklit ürünleri direk anlaşılır. (bkz: timsahın göz yaşları) (bkz: yazıklar olsun alana,helal olsun satana)
bir timsahin insani kaziklayabileceginin en guzel kaniti.
yillardir, gomlek olayina dahil olmus ve de en kral gomleklerin bile kacar paraya mal edilecegini asagi yukari kestirebilmemden mutevellit, 200 kagit civari satilan gomleklerini gordukce, beynimin alt katinda oturan cinler, tavana oklavayla vurmaktadirlar.
hani kimi zaman bazi esnaflar icin mahallenin kazikcisi, "birak sunu yahu; 10 a aliyor 20 ye satiyor" denir ya, lacoste icin cuk dusen bir sifat yoktur, "20 ye imal ediyor, 200 e gazliyor" a nasil bir sifat gorulebilmektedir, size kalmistir.
fransız markası, fransa'dan ziyade türkiye'de daha revaçta bir marka. tişörtleri ve gömlekleri dünyanın en kaliteli italyan kumaşından yapılır en büyük özrü ise ürünlerinin olması gerekenden çok daha sade tasarlanmış olmasıdır, ayrıca son dönemde adeta orta yaş insanlara hitab eder hale gelmiştir.
bunların yanında çanta, güneş gözlüğü ve ve saat kreasyonlarında oldukça başarılı ürünler sunmaktadır.
yıllardır aynı tasarıma sahip bir tişörtü, insanları marka etkisi altına alarak, yaratmadan, üretmeden, modernize etmeden maliyetinin 6 katına veya daha fazlasına satabilen ender (belkide tek) markalardandır.
(marka bedelini en yüksek tutanlardan)
indirim olduğu vakit mağazaları salı pazarına dönen yer. bazen soruyorum kendime, bu ülkede mi kriz var, burada mı alım gücü zayıf. yoksa iş, 500 ytl maaş alıp, 200 ytl'lik lacoste alma görgüsüzlüğünü sergileyen yurdum insanınla mı alakalı. ayrıca sinir bozucu olan şey, bu indirim günlerinde lacoste çalışanlarının sizi neredeyse dikkate almaması. gören de pazardan 5 ytl'lik body alıyoruz sanır.
çalıştığım mağazanın personelinin yarısı eski çalışanı olması nedeniyle beni kendinden tiksindiren markadır.*
kurumsallık ve kurallar konusunda abartmışlardır, mağaza işini de en iyi yapanlardandırlar. timsah logosu hem markalarını sembolleştirmiştir, hem de reklamlarını kolaylaştırıcıdır; markalar tarihinin en ünlü yeşil logosudur.
bildiğim kadarıyla "az üretelim, hatası ve firesi az olsun." mantığıyla çalışırlar.
ama onlar kadar iyi, hatta daha kaliteli ürünler üreten markalarımız da vardır, abartılmasındır.
