senaryosunun da roberto benigni'ye ait olduğu filmdir.
oğlu savaş ortamında olduklarını anlamasın diye ona bunun bir oyun olduğunu söyleyen babanın ve oğlunun hikayesini anlatmaktadır. bir başyapıttır. filmden çıkarılması gereken çok ders vardır.
one tree hill'in cnbc-e de gösterilen yeni sezonunda yer almış, dinlerken beni benden alan bir vega 4 şaheseri. Özellikle 'When you run away from harm, Will you run back into my arms?' kısmı insanı alır götürür:
Life is beautiful
We live until we die
When you run into my arms,
We steal a perfect moment.
Let the monsters see you smile,
Let them see you smilling.
Do I hold you too tightly?
When will the hurt kick in?
Life is beautiful, but it's complicated.
We barely make it.
We don't need to understand,
There are miracles, miracles.
Yeah, life is beautiful.
Our hearts, they beat and break.
When you run away from harm,
Will you run back into my arms,
Like you did when you were young?
Will you come back to me?
I will hold you tightly
When the hurting kicks in.
Life is beautiful, but it's complicated,
we barely make it.
We don't need to understand,
There are miracles, miracles.
Stand where you are.
We let all these moments pass us by.
It's amazing where I'm standing,
There's a lot that we can give.
This is ours just for the moment,
There's a lot that we can give.
yahudi katliamının çok farklı bir şekilde anlatıldığı bir filmdir. anne frank's diary, schindler's list gibi karanlık ve sıkıcı değildir,the pianist kadar ağlatmaz. 2.dünya savaşının italya'ya olan etkileri de ele alınmıştır.
gereksiz edit: başroldeki karı-koca gerçekte de evlidir.
müzikleri kesinlikle alıp götüren, pek çok sahnesi güldüren, çoğu sahnesi gözlerin dolmasına sebep olan, sonunda artık dayanma sınırını aşıp hüngür hüngür ağlatan, sel gibi gözyaşlarının düştüğü yerin dudaklardaki tebessüm olması gibi tuhaf bir durumu sıkça yaşatan enfes film. çocuğun sevimliliği, kadının doğallığı, adamın cin bakışları ve gülümsemesi gerçekten hikayenin içinde olma hissinin uyanmasına yeterli olabiliyor. bir kaç yılda bir tekrar izlenmesinin gerekli olduğu kanısındayım.
26 şubat 1999 da vizyona girmiş 2 saatlik drama türünde basarılı bir filmdir.
bir babanın fedakarlığını, küçük oğlunsa tank hayalini anlatır.
eminim izleyen herkesi derinden etkilemiştir..
üstesinden gelmek eylemine yeni bir tanım getiren, mensubu olduğu din yüzünden, veya mensubu olamadığı vatan yüzünden, karşı karşıya bıraktırılmış zorluklara, hayat güzeldir be hocam diyerek yorumlar getirmemizi sağlayacak, gelmiş geçmiş en güzel filmlerden biridir.
bir çocuğun ve bu çocuğa ait babanın en kötü durumlarda bile hayata ait küçük de olsa bir dal bulup o dala tutunmasını bir filmde ancak bu kadar güzel işleyebilirsiniz. izlemeyen yazar veya okurlara tavsiyem, bu filmi izlemediyseniz ölmeyin.
Roberto Benigni nin baş rolde oynaığı 1997 yapımı bir film. ayrıca film academy awards 1999 da en iyi erkek oyuncu,en iyi yabancı film,en iyi müzik ödüllerini almıştır.
imdb'de Comedy | Drama | Romance | War olarak geçiyor. önce komediyle başlıyor. sonrası malum zaten. ağlamadım bu filmde belki arkadaşlar vardı diye ama ilerde tekrar izleyip ağlayacağım filmler arasında yerini aldı şimdiden.
--spoiler--
kanımca en çarpıcı sahnesi guido'nun ölüme giderken joshua'nın önündeki geçiş sahnesiydi. bir de o mermi sesi.
--spoiler--
kahkalarla güldükten sonra hüngür hüngür ağlatan ender filmdir .Roberto Benigni'nin insan üstü bir performansla filmi mükemmel hale getirmeside gözden kaçamaz.