hak etmediği şöhreti kazanmış pis bir masal anlatıcısıdır. gözlemleri yanlıştır. ahmak yerine koyduğu karga çoğu iki ayaklıyı sulu götürür,susuz getirir, gaak diyecek te gagasından peyniri düşürecek,hee mi... ağustos böceğine de acaip haksızlık etmiştir. hepi topu bir aylık ömründe, hiç göremeyeceği kış için hazırlık mı yapacaktı yani. cır cır öter,gününü gün eder. aslında la fontaine'in hatası kendini uyanık, alemi kör ve sersem farz etmesidir. zannımca en büyük enayilik de budur.
çok zekice bir altmetinle desteklenmiş, kıpırdak şarkı.
şöyle ki; la fontaine gay dili -daha doğru bir tabirle argosu- olarak bilinen lubuncada "telefon" anlamına geliyor.*
"ne söylesen masal gelir la fontaine den" derken esasında "ne söylesen masal gelir telefondan" denmek isteniyor.
klip boyunca tepeden sarkan uzun kulaklık kabloları da telefon kablolarını anımsatıyor. direkt telefon kullanmak yerine böyle bir tercihte bulunmaları da bence zekice olmuş. hiçbir şey göze batmıyor.
Rousseau'ya göre çocukları kurnazlığa, kötü rollara iten yazardır.
Ki bence de öyle, ders verir anlamlı da şeyler anlatır ama hep kötü kazanır fabllarında.
Ve bu adam çocuklara hitap ediyordu o zamanlarda. ee? Çocukken düşünemezsiniz her detayı, aklınızda sadece manikeen bir vizyon oluşur, ve kurnazın, kötünün kazandığını hatırlarsınız.