başrolde Jean Reno'nun oynadığı, 2010/Fransız yapımı aksiyon filmi.
22 kurşuna rağmen yıkılmayarak, bizlere malkoçoğlu'nu hatırlatan girişinden tutun da, kötü adamlar tarafından polisin aracına yerleştirilen dinleme cihazının, bir sahnede planı mahvederken diğer bir sahnede adamımızla yapılan anlaşmaya kayıtısız kalmasına kadar sayılabilecek kusurları var elbette. yani, yer yer sıçtığı oluyor. lakin, işin içinde Jean Reno var ve biz tüm bunları tabii ki seve seve görmezden geliyoruz. yalnız kalbimi kıran üç şey var ki bunları söylemeden edemeyeceğim. birincisi, kötü adam Tony Zacchia teyzemin kocasına acayip benziyordu -ki ben kendisinden nefret ederim- o sebeple bu adama iki katı öfkelendim. hal böyle olunca monitörüm tükürüklerimden nasibini aldı. ikincisi, küçük çocuğu kurtaran kötü adam -ki o kadar da kötü sayılmaz- neden öldü ki? çok yakışıklıydı lan, yazık oldu. geri alıp alıp hüzünlendim. üçüncüsü ise; bu güzide filme 6.6 veren imdb, allah senin belanı versin! ha bir de; dostum Jean, yaşlanıyorsun ve bu gerçekten hiç hoş değil. ühü.
aslına bakarsanız konu gayet klasik. kadına, çocuğa, silahsız adama ateş etmeyen, polisle çatışmaya girmeyen bir mafya -bizdeki karşılığı Şener Şen'in canlandırdığı Ali Osman- yani bildiğin kabadayı. gözünü kırpmadan adam vuruyor sonra da ahlaktan bahsediyor, intikam alıyor falan. anlayacağınız, mevzuya yabancı değiliz. aksiyon filmlerinde bolca ekmeği yenilen, bilindik bir konu. fakat tekrar ediyorum, işin içinde Jean Reno var ve bu filmi mükemmel yapmak için yeterli bir sebep.
bunlara 'oha!' demedim de, şuna dedim; http://galeri.uludagsozluk.com/r/l-immortel-170442/
marsilya'da ne kadar çok çöp varmış oğlum. şehrin en işlek caddesini bok götürüyor, belediye yatıyor. ayıp. ama pisliğin ortasındaki velet çok tatlı. kurtarılma sahnesinde yaptığı rol de takdire şayan, ismini bulamadım gerçi. neyse s.ktir et. Hala düşünüyorum, o kadar çöpün orada ne işi var?
övüyor muyum, sövüyor muyum pek belli olmadı ama. benim gibi bir aksiyon tutkunuysanız (peheeey şu tamlamayı da kullandım ya, acayip havalıyım lan) bu filmi kaçırmayın derim. kritik sahnede gerilimli müziği dayıyorlar, tansiyonumu yükseltiyorlar ya hastasıyım oğlum!
repliğe gel; "bedenim bir savaş alanı gibi ama hala ayaktayım. çocuklarımın büyümesini izleyeceğim. elimden geldiğince ailemin yanında kalacağım. saklanmadan, devamlı arkama bakmadan." ve fotoğraf şu; http://galeri.uludagsozluk.com/r/l-immortel-170443/
yapılan yanlış seçimin bir ömre mal olması, kalan zamanında hayallere yer olmaması, sürekli tedirgin bir hayat... çok duygulandım gerçekten, daha fazla yazamayacağım.
fr. ölümsüz.
--spoiler--
charly karanlık geçmişine sünger çeker ve suçlardan,suçlulardan uzak durma kuralı üzerine oturttuğu yeni bir sayfa ile hayata döner. nitekim 3 yıl boyuncada bunu hayatını karısına ve 3 çocuğuna adayarak başarı ile gerçekleştirir.lakin o uzak durmak,unutmak istesede geçmiş onun yakasından düşmemeye kararlıdır. marseillede bir otoparkta açılan ateş sonucu 22 kurşunu bedeninde hisseden charly buna rağmen mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarır.artık tek gayesi ve amacı intikamdır.
--spoiler--
imdb'de 6.6 yi görünce elestiriyi basanlar sadece karim karakterinin cenaze töreninin oldugu sahneleri izlesin, biraz feyz alsin, cagan irmak sinemasina biraz dur desin.
filmleri imdb oylarına göre sınıflandıranların beğenemeyeceği jean reno filmi. film atmosferiyle, hikayesiyle hoş olmuş. jean reno'nun usta oyunculuğunun da etkisi var sanırım tabi senaryoda biraz havada kalmalar var ama bu filmi kötü yapmıyor. özellikle gerçekten duygulandığım sahneler de oldu, salt aksiyon filmi olarak görülmesin. fransız sineması olması da ölümsüz'ü hollywood türevlerinden ayırmış.
Roller ve oyuncular cuk diye oturmuduğu harika bir film. 22 kurşunu yiyipte hayatta kalması biraz saçma olsa da Jean Reno bu diyip yakıştırabiliyorsunuz.