kar yağdıysa, yeni yağmış kara yüzünü bastırmak veya yüzüne su atar gibi kar atmak öyle beklemek. aniden üşütüyor ama sonra da yüzü yanıyor insanın. gecici yüz felci olmamak için belli aralıklarla yapıyorum çok da zevkli. yağmadıysa, soğukta uyumak. soğukla kendine işkence etmek zevkli parmak uçları donuyor hissizleşiyor filan.
hafif bi müzik açıp pencere kenarında kahve yudumlarken kitap... şaka şaka.
yılın 5 ayı kar mevsimi yaşıyorum ama bunu ancak 1-2 kez yapmışımdır. kışın yapılacak en güzel şey, atkıyı güzelce boynuna dolayıp, eldivenlerini takıp henüz yağmış karın üzerinde yürümektir. pencereden izlemekle olmaz. o çıtırtı seslerini duyacaksın. küçük kardan adamcıklar da yapılabilir. illa kahve içeceğim diyorsan al eline kahveni git bi parkta otur. karda yürüyen insanları izlemek daha eğlencelidir normal zamanlara göre.
çocukluğumu hatırlıyorum... 6 kişi bir odada köydeki evimizde. geceleri herkes sıcak olsun diye bir odada uyurduk, böyle odun sobamız vardı... dışarıda kar, odada ateşten çıkan duman, o koku... gecenin sezliğinde evin kenarındaki su yığınından gelen kurbağa sesleri... ah var mıydı ondan güzel şey? çocuktuk, dert yok, tüm aile birlikte, çay deyince annem çay veriyordu, yemek deyince yemek. sıcak yorgan, ateşten çıkan dumanın kokusu, bi de kurbağa sesleri... bahtiyardım.