banyo olarak sobanın yandığı odanın kullanılmasıdır. bir kazan ve su odaya taşınır, kazanın altına taşan suyun halıya geçmesini engellemek için bir bez parçası serilir, havlu sobaya asılır falan..
sobalı odada yıkanmanın avantajı titremekten kurtulmuş olmanızdır lakin çok da büyük bir dezavantajı vardır o da, yıkanma olayının gerçekleştiği an eve gelen misafir ya da herhangi bir aile ferdi ne var ne yoksa görmesidir. hatta gereksiz yere sizin üzerinizden espiri yapmaya bile çalışır. şimdi daha iyi anlıyorum neden misafir sevmediğimi.
banyodan çıktıktan sonra koşa koşa sobanın yanında alırsınız soluğu. neredeyse sobanın içine gireceksinizdir. kafanızı sobanın üstüne doğru tutarsınız, eğilirsiniz içine bakarsınız. (yanıyor mu diye) yüzünüzden damlayan su tanelerinin sobanın üzerinde "cısss cıss cısss" etmesi, bu sese tempo tutmak için kafayı sobaya doğru sallamak da ayrı bir zevk verir.
Kış sözü kıs tan gelmektedir. <kışın hava sebebiyle insan kısılıp kasılır. Yazın ise sıcaktan genişleyerek ve gerinerek yatar. Kışın sobalı evde kısıla kısıla banyo yaparsın.
Kış sözü kıs tan gelmektedir. Kışın hava sebebiyle insan, kısılıp kasılır. Yazın ise sıcaktan genişleyerek ve gerinerek yatar. Kışın sobalı evde, kısıla kısıla banyo yaparsın.
Banyodan sonra, soba üzerindeki kestane ve aliminyüm çaydanlık ile yanan odununun çıtırtısı ise hiç bir şeye değişilmez.
ama zevklidir de. sobalı odaya gitmek için banyodan çıkıp, sarayların dehlizleri gibi soğuk ev salonunu ve koridoru hızlıca geçmek isterken spor yapar insan.
zor olduğunu düşündüğüm olay. ama bir tuvalete girmek değildir bence. düşünsenize hiç olmazsa banyoda sıcak su var. tuvalette buz gibi donar valla insan.
banyodan apar topar çıkınca sobanın yanında üst-baş giyinirken kıçın sobaya teması ve ardından gelen ''pıstt'' sesi ve refleksle ağızdan çıkan küfür birleşince büyük bir işkenceye dönüşebilecek olan olaylar silsilesi.