318.
böyle kışın güzel yüzün güzel diye diye kaldırdınız bunların bir taraflarını...
317.
Yaza göre daha rahat uyumak ama içine edece ler illa bir şekilde.
1 2 günde yılbaşı huzuru.
Sonra gene bune amk dünün aynısı buguna giriyoruz.
Bir şeylerin sonu olması bazen iyi hissettiriyor.
315.
Güneş bu kadar kıçımın dibinde olmuyor mesela, ciddi anlamda kıçına oklava geçirilmiş tavuk gibi hissediyorum kendimi.
314.
Mandalina ve odun ateşinde kestane dışında hiçbir güzelliği yoktur. Kış demek soğuk demek ! Ben soğuk sevmiyorum. Şunun surasinda nisan ayına az kaldı :)
313.
küçük tahta kapılı köy evleri tavanı alçak.
içerisinde soba yanan küçük tahta pencereli bir ev.
kesinlikle dışı beyaz kireçle boyanmış olmalı.
amber renkli ışığı olmalı.
kar yağınca yolların kapandığı 15 evli küçük bir köy.
tek derdim sabah kırılacak odunlar ve tamir edilecek tahta bir pencere olmalı.
kış şehirde acımasızdır.
şehirde sokaklar sokakta evsiz insanlar var.
310.
süper über düper mini etek ve şort görmemek.
lmao
309.
kulaklıklığımı takıp rahatlatıcı bir şarkı açıp yavaş yağan kar altında yürümek.derin düşüncelere girmek.
308.
yağmur yağarken tv'yi kapatıp pencereden sokağı seyretmek.
307.
Şömine karşısında çay yada kahve eşliğinde kitap okumak. Dışarda kar yağışını izlemek.
306.
Onun "s*gara" olduğunu hiç anlamadık sansür için teşekkürler..
Nesin sen Samanyolu mu?
305.
Yazın toplu taşıma araçlarındaki kokunun kışın olmaması, kışın güzel yanlarından biridir.
304.
Her şeyidir.
Buz gibi yataga girip daha da üşümek, kapalı hava, sizi yakan bi güneş olmaması..
Tek kotü yanıysa bitmesi lütfen bitmesin. yaz ne olur gelme hazır degilim buna
303.
Sokaklar sessizdir.
insanlar sessizdir.
Evde herkes odasındadır.
Yorganın altında geçirdiğiniz zamanları depresyonda herhalde diye düşünmezler.
Genel itibariyle soğuk özgürlüktür.
302.
Kış olmasıdır.
Kış allahtır. Soğuk hava allahtır. Kar yağışı allahtır.
299.
Bana göre en güzel yanı sabah işe giderken evden çıktığımda derin bir nefes alabilmek, bunu iliklerine kadar hissediyor insan.
298.
cenap şehabettin'in elhan-ı şita şiirini hatırlatır:
Günümüz Türkçesi ile Elhân-ı Şitâ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Bir beyaz titreyiş, bir dumanlı uçuş,
Eşini gâib eyleyen bir kuş
Eşini kaybeden bir kuş
gibi kar
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar.
Geçen ilkbahar günlerini arar.
Ey kulûbun sürûd-i şeydâsı,
Ey kaplerin çılgın şarkısı,
Ey kebûterlerin neşîdeleri,
Ey güvercinlerin şiirleri,
O baharın bu işte, ferdası
O baharın işte bu, yarını
Kapladı bir derin sükûta yeri
Kapladı bir derin sessizliğe yeri
karlar
karlar
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar
Ki suskunca her an ağlar.
Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
Bir beyaz rîşe-yî cenâh-ı melek
Melek kanadının bir beyaz püskülü
gibi kar
gibi kar
Seni solgun hadîkalarda arar.
Seni solgun bahçelerde arar.
Sen açarken çiçekler üstünde
Sen açarken çiçekler üstünde
Ufacık bir çiçekli yelpaze
Ufacık bir çiçekli yelpaze
Na’şın üstünde şimdi, ey mürde,
Naaşın üstünde şimdi ey ölü
Başladı parça parça pervâze
Başladı parça parça uçmaya
karlar
karlar
Ki semâdan düşer düşer ağlar.
Ki gökyüzünden düşer düşer ağlar.
Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar;
Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar;
Küçücük, ser-sefîd baykuşlar
Küçücük, beyaz başlı baykuşlar
gibi kar
gibi kar
Sizi dallarda, lânelerde arar.
Sizi dallarda, yuvalarda arar
Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân,
Gittiniz, gittiniz siz ey kuşlar
Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar.
Şimdi boş kaldı baştan başa yuvalar,
Yuvalarda –yetîm-i bî-efgân!
Yuvalarda feryatsız yetim
Son kalan mâi tüyleri kovalar
Son kalan mavi tüyleri kovarlar
karlar
karlar
Ki havada uçar uçar ağlar.
Ki havada uçar uçar ağlar.
Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir
Ey kışın gökyüzü, elinde yığın yığındır
-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter
Yasemin yaprağı, güvercin kanadı, ıslak bulut…
Dök ey semâ, revân-ı tabîat günûdedir.
Dök ey sema, tabiatın ruhu uykudadır.
Hâk-i siyahın üstüne safî şükûfeler!
Kara toprağın üstüne temiz çiçekler
Her şâh-sâr şimdi –ne yaprak, ne bir çiçek!
Her çalı şimdi –ne yaprak ne bir çiçek
Bir tûde-yi zılâl ü siyeh-reng ü nâ-ümîd
Bir gölgeler yığını ve siyah renkli ve ümitsiz
Ey dest-i âsumân-ı şitâ, durma, durma çek
Ey kış göğünün eli, durma, durma çek
Her şâh-sârın üstüne bir sütre-yi sefîd.
Her çalılığın üstüne bir beyaz örtü
Göklerden emeller gibi rîzân oluyor kar,
Göklerden emeller gibi dökülüyor kar
Her sûda hayâlim gibi pûyân oluyor kar,
Her tarafta hayalim gibi koşturuyor kar
Bir bâd-ı hamûşun per-i safında uyuklar
Sessiz bir rüzgârın temiz kanadında uyuklar
Tarzında durur bir aralık, sonra uçarlar.
gibi durur bir ara, sonra uçarlar
Soldan sağa, sağdan sola lerzân ü girîzân
Soldan sağa, sağdan sola titreyip kaçarak
Gah uçmada tüyler gibi, gah olmada rîzân
Kâh tüyler gibi uçuyor kâh dökülüyor
Karlar, bütün elhânı mezâmîr-i sükûtun
Karlar, sessizlik çalgılarının bütün şarkıları
Karlar, bütün ezhârı riyâz-ı melekûtun
Karlar, ruhlar âleminin bahçelerinin bütün çiçekleri
Dök hâk-i siyah üstüne, ey dest-i sema dök
Dök kara toprak üstüne ey semanın eli dök
Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök
Ey semanın eli, cömertlik eli, kışın eli dök
Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi
Bahar çiçekleri yerine beyaz karı
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümidi
Kuş şarkıları yerine ümit sessizliğini.
298.
üste giyilen gocuğun ceplerini kullanarak neredeyse bir kamyon eşya taşıyabilmektir kış. tüm cepler full.
293.
En sağlıklı uyku kışın uyunur. O yorgan var ya o yorgan bence insanoğlunun en büyük icadıdır. Keşke yazın da yorganla uyunabilse.