kış mevsimi batman filmlerindeki two face gibidir. sevgilin yoksa o pis, bed, yanık yüzünü görürsün kışın. adamın ruhunu daraltır, iflahını kurutur, erken çöktürür. ama sarılacak bi sevgili varsa kolların arasında, alıp onu gezersin ya buz gibi Ankara soğuğunda sarılarak işte o zaman görürsün kışın diğer yüzünü.
sinemada film izlemek,barda eğlenmek,kapalı mekanlarda konsere gitmek,play station oynamak,kitap okumak gibi aktivitelerin daha anlamlı ve daha eğlenceli hale gelmesidir. ayrıca içtiğiniz tavşan kanı çay,güzelim tarhana çorbası,sütlü kahve,sıcak çikolata her şeye bedeldir. karın yağışını izlemek ise bambaşkadır.
kış mevsimi beyaz felaket diye anılır çoğu zaman.
halbuki kar yağarken kafanızı göğe doğru kaldırıp karı izlersiniz. kendinizi evrende tekmiş gibi hissettirir.
soğuktan donmuş ellerinizi, sıcacık salep bardağıyla ısıtırsınız...
yalnız yatmanın verdiği melankolik duyguyla kalan son içkiyi bünyeye sokuşturup sızmaktır. vücudun açıkta kaldığı için sızlamaktır. soğuktan yüzünü yıkamamak , iç donu giymektir.
ankara'da gri bir hüzün.
kestane kokusu,
çocukken dilimizle yakalamaya çalıştığımız kar taneleri,
soğuktan kızarmış yanak, burun ve ellerin sıcacık eve ilk girildiği an gevşemesi,
ve o.
silinmeye yüz tutmuş hatıralar arasında, bütün heybetiyle pencerenin önünde durup kar yağışını izleyen.
kaloriferlerin cayır cayır yanmasına rağmen, doğalgaz borcunun yüksek gelmemesi.
kuru fasulye. (yazın da yenir emme kışın tadı ayrıdır beh)
soba üstünde kestane, palamut pişirmece. (yukarıda kalorifer dedim burada soba bir tezatlık yok kardeşim devam et)
ayakların buz tutmuşken sıcacık yorganın altına girdiğinde içinin bir hoş olması.
yağmurun altında kalmamak şartıyla pencereden yağmuru izlemek. (duygusalım la ne var)
kar topu savaşı. (1. görükle kar topu savaşı)
sevgilinin üşüdüm diyerek size sarılması, elinizi avuçlarına alarak nefesiyle ısıtmaya çalışması. eheh.
kar üstünde poşetle yokuştan aşağı kaymak.
cafeye gittiğinizde ısıtıcının yanında bir masa bulabilmek.
bu liste uzar gider, hadi hayırlı kışlar. aman dikkat salgın kapıda.
(edit: bursamın yeşilinin üstüne düşen kar tanelerinin manzarası tabi ki, çok özledim.)