Tahmini 15 sene önce falanın Ramazan ayıydı. Saat 4 gibi sahur yapar öğlenci olduğumuz akşam da 5. Derste ezan okunurdu. Hocalarımız deste oruç açmamıza izin verirlerdi. Sonra son teneffüs zili çaldığında bahçede arkadaşlarla o aksam karanlığında bişeyler daha atıştırıp son derse girerdik. Akşam son ders 5 buçukta bittiğinde feneryolunda o zifiri karanlıkta eve giderdik mahalleden arkadaşlarla.
(bkz: sözlükle dertleşmek)
güzel yıllardı. mutfak soğuk olduğundan battaniye ile otururdum sofraya. (odada soba olmasına rağmen sahur soğukta yapılırdı)o soğuk havada çay çok iyi gelirdi. tabii o zamanlarda uykulu gözlerle namazda Allah a lütufta bulunmak, Allah birdir demek kadar huzur verici bir şey yoktu. özlüyorum o günleri.
soba yanardı, trt de evliyaların hayatlarını anlatan filmler açık olurdu, akşam okuldan çıktığımızda direk iftar sofrasına koşardık, hey gidi günler. edit: trt değil tgrt olacaktı.
hamdolsun sayın başbakanımız, dünya liderimiz sayesinde artık tarih olmuştur. geçti o kasvetli kemalist zihniyetin bir o kadar kasvetli kaotik kışlarında sahur yapmalar. dürgiye gendıni çoq geliştirdi! hayal idi gerçek oldu yeaa...