en rahat bulduğum ayakkabı çeşidi olan botları giyebilmek. vücudumun bir parçası gibi hissediyorum giyince ama yazın sıcaktan giyilmiyor.
ayrıca soğuk ve yağışlı bir havada dışarıda donarken kapalı bir yere girip çay/kahve ve sigara kombosunu yapıp ısınmaya çalışmak, onun verdiği zevki ve rahatlamayı yazın hissetmek imkansız. hele yanınızda hoşsohbet biri de varsa paha biçilemez*
Şömine karşısında kitap okurken kahveden yudumlamak ve ara ara ateşe odun atıp ateşi izlemek. Hiç hepsini aynı anada yapamadım ama ufak ufak denemişliğim var o bile zevk veriyor.
uzun kollu kiyafetleri giyebiliyor olmak, pofuduk montlarin icinde yuvarlanmak, gecenin sogugunda tarcinli salep icebilmek ve daha nicesi olan detaylardir benim acimdan. mesela yazin kadikoy sahile bir kere bile inmem ama kisin kar yagdiginda buzlarin arasinda debelene debelene gezmek hic sorun yaratmiyor bana.
yağmurla yıkanmış, ferah yollardan koyu kahverengi yüksek botlarla şemsiyenin altında yürümek. deri ceketine sıkıca sarılmak. havanın gri rengini ve arabaların ıslak ferah yollardan gidişini seyretmek ve geniş kaldırımlarda insanların ıslak ferah zemine basarak yürümelerini izlemek.
erkek ve zayıf, omuzları geniş olmayan biriyseniz giyeceğiniz kazak, parka gibi kışlık giysilerin sizi daha iri göstermesi ayrı bi özgüven verebilir, birde kayak snowboard poşetle kaymak gibi eğlenceler kış olmadan zor.