insanın içine küçük ve yalancı ümit kırıntıları saçan bu sahtekar güneş, fazla değil biraz sonra boğazın üzerinde birikerek sulara garip renkler veren bulutların arasında yitip gider. yaymış olduğu, uyduruk sobaların ve kaloriferlerinkine benzer geçici sıcaklığın yerini küf kokulu bir soğuk alır. yalancıdır..
"yanlış zaman, yanlış insan" diyor..
"yürekli olmadan meydan okumadan yaşanmaz aşk" diyor..
"özlemin içimde yine seni büyütür diyor" hatun..
nasıl bir tasvir yeteneğidir bu, nasıl bir gerçekliktir. nasıl bir kıvrandıran sancısı vardır özlemin.
nasıl yakar, nasıl adamın ağzına....
özlüyorsun onu, ve çoğalıyor içinde.. fakat hayatında azalıyor hatta sen onun hayatında yoksun bile.. ama o senin başrolün..
aşk bizi neyliyor, neylerse çok eyliyor..
çok aşık, çok özlemiş, çok şapşal, çok hırslı, çok yılmış..
azalmayı özlüyorum muntazaman, ve bu şarkı bana çoğaldıkça bittiğim günleri hatırlatıyor..
çok mu subjektif oldu? şu bilgiyi sıkıştıriyim araya o zaman; bu şarkının bestakarı bizim bir tanıdığımız*, ve babam anlatırdı, bu şarkının sözleri eline ulaşınca adam önce bir irkilmiş.. ben böylesine gerçek sözlere nasıl bir beste yaparım.. o ruhu nasıl taşırım diye.. yıldız tilbe ile konuşmuş ve yıldız tilbe demişki "siz o ruhu hissetiyseniz yapacağınız besteden hiç şüphem olmaz"
o ruhu hissetiyseniz, o aşk geçtiyse size; çoğaldığınızdan hiç şüphem olmaz..
sadece tarkan'ın değil, türkçe pop'un en iyi şarkısıdır.
sözleri ile, bestesi ile, yorum kalitesi ile, düzenleme başarısı ile, klibi ile, tüketim toplumuna direnişi ile, tavrı ve duruşu ile hiçbir falso içermeyen bir şarkıdır.
emeği geçen herkese teşekkür edilmeli. şarkı bi daha dinlenmeli şimdi.
gelmiş geçmiş en iyi türkçe pop şarkısı yorumlarının altına imzamı attığım, muazzam bir şarkıdır. ama ruj cover'ını kesinlikle beğenmedim. alabildiğine sıradanlaştırmışlar güzide eseri.
buram buram 90'lar kokan türk popunun en güzel şarkılarından biridir. tarkan'ın tarkan olduğu zamanlara tekabül eder. o nasıl güzel müziktir, nasıl etkileyici sözlerdir, nasıl içten yorumdur ? yıldız tilbe'ye de tarkan'a da teşekkür ediyoruz bizlere 2010'da hala dinletebilecek kadar güzel bir şarkı sundukları için.
tarkan'ın en iyi şarkılarından biridir. dinledikçe dinleyesi gelir insanın..
tokat gibi çarpar sözleri ''yoruldum artık her bulduğumda keybetmekten seni'' sözü insanın içine işler. güzel şarkıdır.
ikibindört aralık ayında bir kış güneşinin beni kandırdığını anlamıştım, son kez vedalaşmalıdık. yürekliydim meydan okuyacak kadar .nerden bilebilirdim ki yanlış zamanda yanlış insana aşık olduğumu. yanlış bahardı, aldatan güneşti, yorulmuştum tam buldum dediğimde şimdi nerde demekten, kıyamete kadar kapatmıştım kalbimi ama gönlüm seni tekrar görünce anladım hasret bana göre değildi ve sen içimde büyüyordun yanlış zamanda yanlış insan. anladım ki sen doğru insandın. ama bizim için hiçbir doğru zaman yoktu. bu da böyle bir anımdır ki kış güneşi şarkısını hatırlatır. yaşadığım şarkıdır.
gecenin bir vakti aklıma nerden geldiyse gelen şarkı. klibiyle falan böyle bir de.
kanımca bu şarkıyı ezbere bilmek için 90'larda yaşamış olmak yeterlidir. bakkalından tut manavına, devlet memurundan tut 9-10 yaşındaki çocuğuna kadar ulaşmıştır popülaritesi. çok güzel sözlere ve çok akılda kalıcı bir melodiye sahiptir. tabi tarkan efendi şimdiki gibi zil takıp oynayan halinden uzak o zamanlar, o da iyi yani. zamanında az dinlemedik, şimdi her ne kadar pop kültürüne uzak olsak da. hakkını verelim, çocukluğumuzun şarkılarından.
klibinde tarkan'ın oturduğu yerden pencereye fırlattığı ve kırılmasına sebep olduğu nesne ile hatrımda kalan şarkı. ayrıyeten o dönemin kral tv'sinin ne kadar popüler ve güvenilir bir kaynak olduğunu da anlamamızı sağlamıştır. mübarek, her cumartesi günü yayınladıkları ''top 20'' listesi imdb prestijindeydi, bu şarkı da sanırım yıllarca devam eden o programın en uzun süreli 1.si olmuştu.