bugün

Şu olayı da koyalım, şunu da çekelim diye diye hızlıca okunmuş, çekilmiş sonra dağılıp akşam eve yemeğe yetişilmiş hissi veren film. Sıkıştırılmış olaylar zinciri, rollerin oturmamasi, karakterlerin kararlı olmaması gibi eleştiriler yaparken film biterken gelen bir ağlama hissi. Filmi beğenmedim ama şunu düşündüm. Filmdeki gibi duygularını net ve anlaşılır şekilde ifade eden babalar o kadar az ki. Ben sevildiğimi, düşünüldüğümu hep hissettim. Ailemin hep önceliği oldum. Ama "yavrum canım kızım seni çok seviyorum" lafını duymadım babamdan. Yardıma ihtiyacım olduğunda yanı başımda bitti ama sözcüklere dokemedi sevgisini. Hep yetiştiği kültür, kendi çocukluğu derken onu öyle kabul ettim. Ama şu yaşımda aslında nasıl da içimin kırıldığını fark ettim.
Cemalin sıfır ruh katabildiği bir film. Kızı 6 aylıkken kadın bitti. Aşık olduğun kadın bumu. Sen nasıl babasın. Ulan karını öp sev kokla.
Oyuncular hadi bitsin de gidelim der gibi oynamış.
Güzelim film Cemal bey sayesinde mahvolmuş.
Sanki ezberlemiş de düz okuyim bitsin der gibi. Adamda ne bi mimik de bi duygu hiçbişey yok. Dümdüz okuyo sadece. Filmdeki küçük kız daha iyi rol yapmış öyle diyim.
Başrolünde Cemal hünal’in oynadığı duygusal/polisiye.

Bildik filmlerden ayrılan yanı filmdeki diğer polisler figüran değil gerçek polis.

https://m.youtube.com/watch?v=NkSQpx3tw5Q