ilk olarak ve malesef de diyerek western filmleri ile tanıdığım(ız) kuzey amerika kıtasında yaşayan, her kızılderilinin bir hayvan ruhunu temsil ettiği, doğaya bakış açıları ve bu bakış açıları sayesinde doğaylan bütünleşen yerli halkıdır.
çok sonra öğrendik kızılderilinin neden beyaz adamı sevmediğini. beyaz adam hep çalmışt, çırpmıştı, katletmişti. kendisinin olmayan her şeyi sahiplendi ve kızılderiliye hiç bir şey bırakmadı.
'son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak beyaz adam.'
şef sesttle
bir kızıl derili inancına göre, bir çakı, bıcak vb. kesici alet hediye alındığında karşılığında demir para yada metal bir şey verilmelidir. aradaki bağı kesmesin diye.
amerika kıtasının esas sahipleri, orta asyadan amerikaya göç ettiklerine dair varsayımların olduğu halk.totemleri ile yaşayan doğaya saygı duyan, yağmur duasına çıkan, kendilerine has bilge insanların bulunduğu kabileler halinde yaşan insanlar.
kızılderili deyince akla ilk gelen şeyler oturan boğa ve pokahantas.
Hiçbir araştırmaya gerek olmadan yurdum insanı tarafından türk soyundan gelindiğine inanılmıştır. (araştırma mı o da ne) Dildeki bazı benzerlikler ki bazı kabilelerin asya'dan kamçatka üzerinden kuzey amerika kıtasına geçiş yaptığına dair şüpheler uyandırmıştır. Ancak bu geçişin nasıl olduğu şüphelidir. Sonuçta asya dilleri arasında benzerlik çoktur (Ural - Altay) Herşeyden öte bu geçişi dil bile yapmış olabilir. Eski türkler ile eski kızılderililerin arasında gerçekten benzerlik vardır. inançları doğanın üzerine kurulmuştur. göçebedirler. (işin ilginç yanı daha eski türklerin bug
nkü sibirya da yerleşik yaşadığına dair savlar vardır).
ancak yine de yakın olduklarını söylemek için dna araştırılması yapılmalıdır. ortalıktaki bebelerin "kızlderililer türkmüş" gibi laf etmesi ayrıca toplumsal bir araştırma konusu da olabilir...
zamanında (1624) uyanık tüccar peter munite'e, new york'taki manhattan adasını 24 dolar ve bir kaç altına satmışlardır bu saf insanlara. bu adaya ilk hollandalı göçmenler yerleşip adını new amsterdam koymuşlar. daha sonra (1664) adaya gelen ingilizler buraya new york ismini vermişlerdir.
--spoiler--
sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama fakirlerin bozamayacağı birçok kural koymuşlar. yönetici olan zenginleri güçlendirmek için fakirlerle güçsüzlerden vergiler alıyorlar. bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve diğer süprüntüleriyle çirkinleştiryorlar. bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor.
doğayla iç içe ve göçebe yaşa tarzını benimsemiş topluluk. kendilerinin türk olduklarıyla ilgili yoğun iddialar var. bu iddayı ortaya koymakta haksız da değilller.
kızılderilerin türk olma düşüncesinin ortaya çıkmasını sağlayan birkaç sebep vardır. ilk olarak ikiside göçebe yaşam tarzını benimsemişler. sebebi türkler bağımsızlıklarına düşkünler ve kendilerine ait olmayan topraklarda yaşayamazlar ve bunun yerine bir olup beraberce keşfedilmemiş topraklarda avcılıkla yaşamayı yeğlerler. kızılderililerde aynı keza. hiçbir devlet altında kalmamış, boyun eğmemiş ve kabile olarak birlikte yaşamaya çalışmışlardır.
bir diğer sebepse kavimler göçüyle izini kaybettiren türkler. bilindiği gibi hunlar çin esaretinden kaçıp batıya doğru göç etmeye başlamışlardır. bir kısmı karadenizin kuzeyinden balkanlara geçerken bir kısmıda anadolu üzerinden afrikaya doğru yol almıştır ve birçok kavimin burdan nereye gittikleri halen bilinmiyor.
dil ve ses benzerlikleri
Yatkı: Ev, yatılan yer
Dodohişça: Dudak
Lı-ık: Vatan, ili
Tamazkal: Hamam, temiz kal
T-sün: Uzun
Hogan: Kerp ev, Hopan
Missigi: Mısır
Tepek: Tepe
Hu: Selam
Tete: Dede
Türe: Türe, Töre
Atış-ka: Ateş
Yanunda: Yanında
Aş-köz: Yemek
Tapa: Tuba
Yu: Su, yu-mak, yıkamak
ildiş: Dişleme
bazı kaynaklar kızılderilerin dnalarının sadece türklerle uyuştuğu da yazıyor.
kızılderiler türk müdür değil midir bu vakitten sonra bilinmesine ve öğrenilmesine imkan yoktur. ama gözle görülür bir gerçek varsa oda kızılderililer kadar bağımsızlıklarına ve özgürlüklerine düşkün başka bir topluluk varsa oda türklerdir.
kızılderililer öleceğini anladıkları yaşlıları bir ata bindirip dağlara, ormanlara yollarlarmış. yaşlı kızılderili de buna itiraz etmeden kabiledekilerle vedalaşır, huzur ve sessizlik içinde ölümü beklemek için uzaklara gidermiş. açık söyleyeyim akraba diye koynumda beslediğim yılanlardan biri bana bunu yapsa ortalığı ayağa kaldırırım. önce o ata binmemek için direnir etrafa küfürler ederdim sonra zorla bindirildiğim atı kabileye doğru geri geri sürerdim. en sonunda kabilenin etrafında turlar ata ata, bağıra çağıra ağlaya sızlaya rezil bir şekilde can verirdim. bilgece bir hayat yaşamadım ki vakur bir şekilde ölümü karşılayayım. *