Kostas Mourselas adlı yazarın eseridir, eski eşyalar arasında bulduğum romandır kendisi, yaprakların eski görünümünden midir yoksa kitapdan mı bilmiyorum fakat elime alır almaz farklı bir atmosfere götürdü beni.
ilk başta saçlarım kızıl olduğu için ilgimi çekmişti kitap kendimle özdeştirebileceğimi düşünmüştüm ki öyle olmadı tabi. Sohbet havasında geçer bütün kitap anlatıcı direkt okuyucuya hitap eder okudukça garipsenen Luis gibi olma isteği uyandıran ama mümkün olmayan hayal kurduran ben Luis gibi olamıyorum en azından etrafımda öyle biri olsa dedirten kitaptır kendileri, anlatıcının luise olan hayranlığı her sayfada daha çok okuyucuya geçiyor sanki monoton hayatı olan konstandisi ve onun bu hayatını bir şenliğe çeviren Luisi unutmak pek kolay olmuyor bitince tekrar okuma isteği uyandırıyor bu çeşitli muhteşem karakterler barındıran kitap.
Beyaz tenliler için hoş, esmer tenliler içi en riskli saçlardan biridir. Tonunu tutturmak çok önemlidir. Genelde üniversitelerde çok sık görülen tonlardan biridir.
hayatta her şeyin mümkün olduğuna inanan, kitabın en önemli karakteri -en azından benim için- luis buna inanmakla kalmıyor gösteriyor da... kitap bittiğinde, sonuna: 'neden bittin?' yazdıracak kadar üzüyor.
kitap okumayı sevmeyin biri olarak bana da kitap okumayı sevdiren yegane ve eşsiz güzel bir eserdir. az da olsa hayatın anlamını yada başka bir bakış açısı ile bakmanızı sağlayacaktır. okumayanların hemen gidip bir yerlerden edinmesi gereken romandır.
edebi değeri, satır aralarında verdiği felsefesi tartışılamayacak bir kitap. yalnız şöyle bir ayrıntısı da var bu kitabın. bu kitap türklerle yunanlıların birbirine ne kadar benzediğini size anlatıyor. yer alan diyaloglar, yaşam biçimleri hatta tasvir edilen çilingir sofraları. çoğumuzun yaşadığı sahneler. sanki sizin mahallenizden çıkmış gibi.
tek kelimeyle iğrenc saçlar. abi bir kiz kendini nasil rezil eder ? işte boyle. sacını kızıla boyatarak. güya ''libidom tavanda'' mesaji vermeye calisir ama beceremez. o libido yerlerdedir kesin. üstelik tavuz kuşuna benzetiyorum kızıl sacli bayanlari. kusura bakmasınlar. sırf sacları kızıl oldugu için benim gibi bir erkekle birlikte olamayacaklar. onlar için üzgünüm. ama saçlari düzeltirseniz bir şeyler düşünürüm. açik kapi birakiyorum yinede.
düt : aaa eksilemişler ... kızıl burdasin di me ?
hüp : lan ne çok kızıl saçli varmiş bu sozlukte beee...
yazarın okuyucuyla sırlarını paylaştığı, sohbet ettiği hissini uyandıran bir romandır. bu üslubundan dolayı oldukça akıcıdır. içeriğinden de ziyade anlatış biçimiyle okunası bir edebi eserdir. bu kadar bahsettik madem yazarının da adı geçmeden olmaz; kostas mourselas.
edit: ekleme gereği duydum ki; insan kitabı okurken "luis" gibi özgür ve özgün olmayı hayal ediyor, bu pek mümkün olmasa da. :)
tunalıda abla kardes dolasılmaktadır kızıl manyaaa jr.charcharot kafası pavyon floresanı kırmızısı bir kızımızı görür ve yorungesine girer
-jr.charcharot : la la laaaaa gızıllllll
- charcharot : gel lan buraya o boyaaa
-jr.charcharot : boya moya gızıl ossun 80 yasında olsun
- charcharot : ohaaaa !!! pis sapık
"ama bir gece karşıma benliğim çıkacak
ve benden hesap soracak gaddar bir yargıç gibi,
ve bu titreyen, aciz elim silah tutacak,
nişan alacak, suçluyu korkusuzca vuracak."