Kırılmak üzülmektir .Kızgınlık ise öfkelenmektir Aynı anda hem kırgın hem kızgın olabiliriz fakat çoğunlukla ikisi farklı duygulardır.Kırılmak yakınlık gerektirirken kızmak hiç tanımadığımız birine karşı bile ortaya çıkabilen bir duygu durumdur .
kızgınlık geçer. kırılganlık da geçer gibi görünür ama bir yerde hep kalır. kalmasının etkisi belki çok hissedilir belki hiç denecek kadar az. ama kalır işte.
kızgınlık kolay geçer, çünkü görünürdür, gürültülüdür. bağırır çağırırsın, öfkeni yeterince kustuğunda sakinleşirsin geçer. çabuk unutulur, affetmesi kolaydır.
kırılmak ise görünmez ve sessizdir. yapabildiğin tek şey susmaktır. böyle sanki tüm dünya üzerine yıkılmış da elini kolunu kaldıramayacakmışsın gibi gelir, sözcüklere dökemezsin hissettiklerini, halin kalmamıştır çünkü.
kırıldıkların geçti zannetsen de bir köşende durur hep, ne zaman aklına gelse aynı şekilde acıtır. kırılmak sevdiklerine, değer verdiklerine özel bir şeydir. o yüzden de anlaşılmayı bekler.
benim için iki kavram arasındaki en temel fark şu ki;
ortamda bir haksızlık görmüşümdür ya da biri beni çok sinir etmiş de olabilir, belki de birine karşı hiç tahammülüm kalmamıştır. bu ve benzer durumlar karşısında öfkeme yenik düşüp kızabilirim, yani demek istiyorum ki; ben herkese kızabilirim. ama herkes beni kıramaz, herkese kırılmam. yalnızca sevdiğim, değer verdiğim birisi beni kırabilir.