gerçekten çok zekice bir önermedir. örnek de ayrı bir şahanedir.
sorunlu ilişkilerden ve genelleme yanlışlığından bahsedip kafa şişirmemek lazım.
onun yerine bu önermeyi doğru bulan kişileri günün dangalakları olarak oylamaya sunuyorum.
kabul edenler.
edilmiştir.
Bazı kızlar gerçekten döven erkeklerden hoşlanırlar. Toplumun kendilerine dayattığı edilgenliktenmidir bilinmez ama vardır böyle kızlar. şaşırtıcı derecede çok vardır bu kızlardan.
valla kusura bakmayında dayak yiyip de 3-5 çocuk sahibi bir aileye sahip olan kadın da hiç yoktur zaten değil mi..
Genç nesilde bunun laciverdi işte..
Başka türlü pisliklere maruz kalmaktan hoşlanırlar..
Yeterki pislik yapın, pis olun..
Zaten böyle önermelerde bölgesel mars yönetimine mensup halktan kaynaklıdır kesin..
öncelikle böyle bir hoşlanma durumu yoktur. kimse şiddetten ve dolayısıyla aşağılanmaktan hoşlanmaz. bunun dışında kendisine şiddet uygulayan erkekle birlikteliğini sürdüren kadınların varlığı maalesef azımsanmayacak kadar çoktur. bunu basitçe ele alıp, bu kadınların tercihi ya da salaklığıdır ön yargısıyla değerlendirmek sığ olmakla birlikte oldukça düz bir bakış açısıdır.
kişinin sevdiği birinden gördüğü şiddet tüm diğer şiddet biçimlerinden ayrı ele alınmalıdır. çünkü bu bir çok farklı sebebe dayanan bir süreçtir ve maalesef kadının şiddeti içselleştirip normalleştirmesiyle sonuçlanır. bunda toplum yargılarının da büyük rolü vardır. erkeği fiziksel güç merkezi, kadını da savunmasız ve korunması gereken olarak kurgulayan bir yapı mevcuttur. fiziksel şiddetin aynı zaman da psikolojik şiddete dönüşmesi olasılığı kaçınılmazdır. erkeğin kadını kontrol etme isteği, onu mülkiyetinde hissetme dürtüsü aynı zamanda kadının da bu mülkiyete gönüllülüğünü doğurmaktadır maalesef.
sevmek öğrenilmesi ve belli bir bilinç kazanılması gereken bir duygudur esasen hele de kapalı toplumlar da bu sevme bilincinin yoksunluğu maalesef bize böyle arızalı bir takım patalojik ilişki örneklerini yaşatır. bu tür ilişkiler de baskı ve şiddet bir sevgi biçimi olarak değerlendirilmeye başlanır, hem uygulayan erkek hem de maruz kalan kadın için sevgi ölçütü olarak ele alınır. sevgilim beni çok sever, çok kıskanır, şuraya gitsem beni öldürür, şunu giysim kafamı kırar derken içten içe bu bozuk sevme biçiminden haz alır kendini buna şartlar. bu kadının öğretilmişlikleri, bakış açısı ve bilinç düzeyiyle bağlantılıdır. kısaca buradaki hoşlanma bilinçle tercih edilmiş bir hoşlanma biçimi değildir.
evli ve çocuklu ama dayak yediği halde bu evliliğe devam eden kadınlara gelince, oturduğumuz yerden rahat rahat yargılamak çok kolaydır, siz kendi izole edilmiş dünyanızda bunlara yabancı olabilir, bu konuya kafa yormayabilirsiniz lakin bu 'ay onlar da dayak yemesinler adamı bırakıp gitsinler' kafasıyla değerlendirilecek bir konu değil maalesef. kadının sosyo ekonomik konumu, eğitimi, ailesi, çocuklarına olan bağlılığı, toplumun ahlak değerleri, aile bütünlüğüne muhalif olmanın getirdiği toplumdan dışlanma duygusunun zorluğu vb.gibi bir sürü etmene bağlı bir konudur. dolayısıyla önce kadının elini kolunu bağlayan şiddete katlanmak zorunda bırakan sistemin bozukluklarını düzeltmek, kadını bu cendereden kurtaracak çözümler getirmek gerekir.
ortaokulda karşılaştığım bir manzaradan gördüğüm kadarıyla doğru olan önermedir. kadını balat sahilinde yüzü de dahil yerde tekmelere boğduğunu görüp hayrete düştükten sonra onu ertesi gün aynı adamla sarmaş dolaş ve mutlu görünce şok yaşamıştım.
sanırım bir insan bu kadarını mecbur hissetmedikçe yaşamaz. kendini bir çaresizlik hissinin içine hapsetmiş olmaktır bu.
Stockholm sendromu nun bir değişik versyonudur. kendine ibadet edip egoist duyguları okşanmayan tanrının kullarını tehdit edip korku salıp kendini sevdirmesi ile hemen hemen aynı konudur.