adım atılacak erkeğe göre değişen bir durum olmalıdır.
elbette dişi üzerinde otorite kurmadan duramayan, serseri tipli erkeklere adım atmak doğru olmaz. ancak dişiye belli ölçüde otorite hakkı tanıyan efendi tipli erkeklerden ilk adımı beklemek de bir hatadır. çünkü otorite kurmayı erkeklik meselesi haline getirmemiş erkekler ilk adımı atan dişileri hemen "yollu" diye yaftalamaz. ayrıca söz konusu erkekler karşı cinse nasıl adım atacağını bilmiyor da olabilir. öyle bir durumda erkek adım atamaz durumdaysa, dişi de adım atmazsa kim adım atacak acaba? bu yüzden iki taraf da birbirine yaklaşamaz duruma geliyor, sonra "neden yalnızım?" diye şikayet ediyorlar.
en basit tanımıyla "kaşar" yaftası yememek içindir ve dünyanın her yerinde üç aşağı beş yukarı vaziyet aynıdır. bazı baskıcı toplumlarda ise değil ilk adımı atmak, kendisine yaklaşan erkeğe hemen cevap vermesi dahi "basit" olarak değerlendirilir.
ayrıca şu hadise: farklı cinsiyetlerin birbirlerinden beklediği bir takım asgari tavırlar var. bir erkeğin yapacağı hepi topu muhabbeti başlatmak ve sonucuna da yine bir erkek gibi katlanmak. güven ve güvenlik verebilecek bir özgüven sahibi olduğunu gösteremeyen bir erkek "keşfedilmeyi" bekliyorsa daha çok bekler. erkek diyebilir ki "biz hiçbir şey beklemiyoruz ama..." bunu yemezler, am bekliyorsun daha ne? biraz mücadele ver, ortaya birşey koy o zaman. sen daha kendini sunamıyorsun, kadın seni davet etse ne halt yiyeceksin?
çok zengin, çok değişik, çok yakışıklı, çok yetenekli yani bir şekilde sıradışı olursun, kadın da kendisine orospu denmesini bile göze alarak sana niyetini belli eder. ama biliyoruz ki gerçekte bu özelliklerin bir veya ikisine sahip erkeklerin oranı toplumda yüzde biri geçmez; yani kadınlar geriye kalan ve her yerde bol bol bulunan sıradan erkekler için kendilerine boş yere sürtük dedirtmez.
yani senin erkeklik gururun varsa kadının da gururu var.
modern itirazlara fazla takılmayın: kapıyı açıp yolu gösterecek olan erkek, o kapıdan geçip geçmemeye karar verecek olan da kadındır. insan aleminde kural budur.
şimdi aranızda "eşcinsel olurum hiç bu işlerle uğraşmam" diyecek vatandaşlar kendilerini aldatmasın: Eşcinsel olsan da bu rollerden birisine geçeceksin. haftaya değiştirirsiniz partnerinizle, değişik oynarsınız bazen, o ayrı. ama herhangi bir verili durumda bir rolü benimseyeceksin ki bir çeşit kıvılcım olsun; "istedim-istendim" ilişkisi yaşansın.
fazla kasmayın yani, ilk adımı atın gitsin.
istatistiklere göre kadın hayatını riske atıyor, senin ilk adımı atman büyük bir lütuf değil...
Kızların böyle bir beklenti içinde oldukları aşikar. Aşkından ölse yazmayacak piskopatlar tanıyorum. Ayrıca kendine güveni olan birini istiyorlar. Sende buna aldanıp adımını atıyorsun.
Fakat oda ne?
Bu seferde ilk adım atıldığında önyargılı davranıyorlar.
"Benim gibi başkasına da yazıyor mu, sürekli arayış içinde mi?" gibisinden.
Bu ne yaman çelişki yumağıdır.
Kızlar ilk adımı yakışıklı erkeklerden beklerler. Çirkin ilk adımı atınca terslerler.
Ben hiç terslenmedim çünkü çok güzele oynamam; garantiye oynarım.
Aslında olmayandır.
kızlar erkeklere, tabiri caizse zarf atarak ilk adımı atan taraftır gerçekte.
Er kişinin bulunduğu ortama tesadüfmüş(!) gibi sürekli gitmek, onu bilumum sosyal mecrada takip etmek, her gördüğü yerde gülümsemek, alımlı bir şekilde giyinip onun önünden geçmek gibi gibi...
Ama lafa gelince o çok ısrar etti de sevgili olduk olur.