Fiziksel özelliklerden ziyade dost olabilen bir insan olmalı bu insan.
Beraber gülmeli de beraber ağlamalı da. Yeri geldiğinde acı çekmeli hatta. Samimi olmalı. Yürekten olmalı...
Omzuna başınızı koyduğunuzda kendinizi " işte benim evim" diye yakıştırmalısınız o omuzlara. Güvende olmalısınız onun yanında. Hissetirmeli bunu size.
Ve aşk. Hiç bitmemeli. Zamanla heyecan kaybolacak. Ama sevgi ve saygı baki kalmalı. Yeri geldiğinde ana yeri geldiğinde baba olmalı. Yeri geldiğinde ise küçücük bir çocuk...
Zamanla sönecek vücutlar. Güzellik, yakışıklılık, şehvet...
Ve geriye dönüp baktığında, aslında hiçbir şey kaybetmediklerini göstermeli kıza. Yıllar geçse bile kız kalabilen kıza... Sevdiği ve sevildiği kıza.
Ve ölmeli sonra. Çocuklar iyice büyümüş, torunlar ziyarete gelmiş hatta belki de torunlardan biri evlenmiş olmalı. Ve bir gece vakti önce biri sessizce gitmeli...
Öbürü üzülmemeli buna. Vaktin geldiğini biliyor çünkü. Vaktini beklemeli öbürü. Ve vakti geldiğinde o da sevdiğine tekrar dönmeli... tekrar.
Öyle biri yoktur. ilgili yardımcı eş olursun. kadinin gözünde silik bitik olursun.
Maço erkek olsan da odun olursun. hangi kadın elinde olanın kıymetini bilirki.
Bu erkekler içinde geçerli. Çalışkan, merhametli, uyumlu, bolca anlayişlı ve sabirlı biri olmak gerekli. Yani başa dönüyoruz. Öyle biri yoktur.