utangaçlık özgüven sorunu yaratmadıkça bir erkeğe yakışan en masum özelliktir. aksine erkek bunu kızı tavlama amacıyla yapıyorsa zeki olan zaten durumun samimiyetsizliğini anlar. utangaçlık da her erkeğe yakışmaz, pısırıklık ibaresi olarak da görülebilir karşı cins açısından. masumiyetle sergileneninden zarar gelmez, her kız da buna değer vermez. oysa erkekteki utangaçlık yerine ve zamanına göre sevgiyi güçlendirir. *
şöyledir ki, utangaç erkek yanındaki bayanı yere göğe sığdıramaz, ama belli de edemez.
buradaki olay yeni yetme bir palyaçonun, ilk gösterisine çıkması gibidir, çok sakar, çok salaktır.
ama zaten izleyici de bunu görmek istemektedir, kırmızı burnu da cabası.
tabi her güzel şeyin, en iyi ihtimal, kalp sızlatan bir sonu vardır. bu hanım kızlarımız, baskın olma arzusu ve sahipsiz özgür ilişki mantelitesini bir türlü atamazlar içlerinden.
şayet, ipler eline verildiğinde tekrar tökezler ise palyaço, ışıklar söndüğünde kimse gözyaşlarını farketmeyecektir. kırmızı burnu da cabası.
ha bir de kenardan onu izleyen bir kız çocuğu vardır, ne onun sakarlığına gülmüştür, ne onun utangaçlığı cezbetmiştir onu. o sadece, kırmızı burnu için sevmiştir onu, ışıklar söner, palyaço ağlar;