bu konu hakkında bir sürü bilim adamı toplanmış ama yinede bi sonuca ulaşamamışlar. sanırsam kızların evlenme merakı yaradılıştan kaynaklanıyor.
bu merakı bilim bile çözememiş ben mi çözeceğim denilesi durumdur. kızlar neden ilk buluşmadan sonra ne olacağız biz, benimle ciddi mi düşünüyorsun, ne zaman evleneceğiz laflarını söylerler anlamış değilim. *
henüz daha çocukken eline oyuncak bebek tutuşturulan *, direkt olarak evliliğe programlandırılan kızlar için kaçınılmaz olan meraktır. erkek çocukları arabayla, tabancayla oynarken kız çocukları oyuncak bebek sallarlar ayaklarında, o bebekleri doyurma, büyütme çabası içine girerler. oyuncak ocaklarında yemek pişirirler. komşuya gider; tuz, karabiber isterler. incir ağacından yapraklar koparıp içine toprak koyarak sarma sararlar. büyüyünce de gerçek bir bebek büyütmek, gerçek yemekler pişirmek isterler. bunun için de evlenmek gerekir. yani bu merak aşılanır, ama aynı zamanda kadınların anaç tavırları bir içgüdünün sonucudur, bunu da atlamamak gerekir.
evlilik yükünün çoğunu bayan sırtlar. kim ne derse desin. kısaca bu bir bayanın kendi kendini yakması, kendini kaşıması gibi birşey hafiften. sorumluluklar silsilesi.
ne kadar geç o kadar iyi.
acele edilecek bir olay değil, doğru kişiyle, doğru zamanlama önemlidir.
çünkü sanıldığı gibi balayı modunda geçen bir hali yok. flörtle hiç alakası yok. gerçekten uyumluysanız, özveriliyseniz uzun yıllar gideri vardır.
Benim de anlam veremediğim meraktır. Elin oğluna saçını süpürge etmeye neden heveslenir ki bir insan. Bekar kalıp tatillerde istediğin yere kafana göre gidebilme imkanı varken neden evlenilir?
Bir arkadaşım var 30 lu yaşlarda, yanlış hatırlamıyorsam 32 yaşında. Bu hanım arkadaşım bekar, 2. Üniversitesini okuyor ve aynı bölümdeyiz. Geçenlerde bir gün yemeğe çıktık okul sonrası, arkadaş Yurt dışında gittiği yerlerden bahsedip tatil fotoğraflarını gösterdi. Dedim "idolümsün, ne güzel yapıyorsun gezip farklı yerler görerek" .bir de o kadar pozitif ve hayat dolu bir insan ki. Kuzenim de 35 yaşlarında, kariyer yapmış, deli gibi paralar kazanmış, ailesi de zengin olduğu için boyuna ülke ülke gezmiş ve evlenmemiş bir kadın. Ayrıca bahsettiğim kadınlar düşündüğünüzün aksine gayet de güzel. Bu örnekleri görünce "acaba bu evlilik düşmemem gereken bir tuzak mı?" demiyor değil insan.
Neyse ya, yine de evleneyim ben. Zor olan iyidir. *
Belki sadece anne olmak istemesidir. Bu ülkede anne olabilmenin en önemli koşulu evli olmaktır. Evlenmeden anne olursanız tüm toplum tarafından suçlanırsınız. Keşke sadece siz suçlansanız, çocuğunuz da piç damgası yer.
Bu kadın düşmanları kadının hiç bir halini beğenmez. Anne olmak istemiyorum diyen kadını, kadın dediğin anne olacak, anne olmak istemiyorum diyen bir kadın olamaz falan der aşağılarlar. Kadının evlilik yaşamadan anne olmasına karşı çıkarlar, kadına orospu çocuğuna piç derler. Evlenmek isteyen kadına da evlilik delisi derler.
Ben kadın düşmanlığı yapmayın demiyorum, yine yapın. Ama bir tutarınız olsun bari.