Hani en içten duygularla mesajlaşırsınız bazen. Öyle içten yazarsınız ki 2-3 sayfaya ulaşır bu . ( birde sms hakkınız yoksa vay halinize )
Bu 2-3 sayfayı attıktan sonra acaba kız ne düşünecek ne yorum yapacak diye bekleyişe koyulursunuz. Ve yarım saat sonra cevap gelir. "Evet bencede."
Dışınızdan bile sövebilirsiniz nasılsa duymayacaktır. Yerin kulağı falanda yok sövün lan!
Demek ki efendim kızlara karşı piç erkek rolünü oynayacakmışsınız. Yoksa öyle duygudan, fikirden anladıkları ettikleri yok. Sadece şımarmayı seviyorlar.
Duygusallık anlayışınız ota boka ağlayıp zırlamaksa tabi ki kızlar müthiş duygulu varlıklardır. Ama aslında durum şudur ki yüzeysel duyguları çok içselleştirip bi bok varmış gibi ağlarlar yaptıkları budur sadece. Ama gerçek anlamda derin duyguları yaşamak erkek adamın harcıdır. Tabi tüm genellemeler gibi bu da yanlıştır istisnaları vardır.
düdüt: yalansa yalan deyin eksilemeyin...
kadınlar duygusuz değillerdir. tamam duygusuz olanları olabilir bunların, her yerde bir yüz karası elbet olacaktır. fakat kadınların en büyük sorunu, bir erkeğin anatomisini çözebilmeleridir. erkek türünün analizini derinlemesine yapıp kendisine duvar ören kadınlar her zaman itici gözükmelerine rağmen asla zarar görmezler. geri gelelim bir erkeği çözmek basittir, ancak bir kadını çözebilmek kolay bir olgu değildir. genel özellikleri vardır bunların, bir de bireysel derinlikleri. kolay değil işte bu yüzden duygusuz yaftası yerler. hak ediyorlar mı orası tartışılır ancak duygusuz olmadıklarına kefil olabilirim.
kadınların hepsi olmasa da çoğu bencildir ve kendi çıkarı için herşeyi yapıp dünyanın onların etrafında döndüğünü sanırlar, empati kuramazlar. bu açıdan doğruluk payı vardır. kadınlar ağlaktır doğru ama bunu genelde duygu sömürüsü için yaparlar ya da istediği şey olmayınca (çocuk mantığı). ama bundan anlaşılmasın kadınları sevmediğim, erkeklerden üstün yönleri de vardır, herşeyin değişkenlik gösterdiği gibi.
kadınlar duygusuz değildir ancak hepsinin içinde bir parça mazoşistlik olduğu için duygusuzmuş gibi görünürler. yani hani o duygusal erkek değil odun erkek müstehak minvalli yargıların da nedeni işte tam olarak budur. zorlayanı, acıtanı sever kadınlar. elbette istisnası vardır ama adı üzerinde genelleme bu. kendisini mutlu eden bir ilişki sıkar zamanla kadını, huzursuzluk arar, heyecan arar. doğası böyledir, huzursuz ve melankolik.. işte bu nedenle erkekler anlayamaz kadının durduk yerde çıkardığı kavgaları, kopardığı fırtınaları. oysa sıkılmıştır kadın dinginlikten, önce kavga etmeli sonra da barışmanın keyfini sürmelidir. bu duygusuzluk içerisindeyse en çok kendine zarar verir, farkındadır çünkü kendisine ve birlikte olduğu kişiye karşı daha adil olması gerektiğinin. kadın, doğasında olan tüm bu huzursuzluk ve mazoşizm nedeniyle duygusuzdur ve onu tam olarak mutlu etmek imkansızdır.