Kağıt gazete gibi yeni teknolojiler sildi süpürdü geçti modası gitti. insanlar internette bütçesiz şekilde görsel eserlere çok rahat ulaşabiliyorlar ve sinema sadece Sembolik bir saha artık.
birazdan size neden the wire'in sonra yüzyılın en düzgün dizisi olduğunu sinematografik, senaryo anlamında inceleyen uzun bir yazı yazacağım. sabah 07 gibi silerim. Evet.
tamam kızlar yattı, entellektüelleşelim de ne diyeceğiz?
şimdi bir şeyler karalamaya kalksak sıla bebek aklımdan çıkmıyor. Tekirdağ’da öz annesinden şiddet gören, üvey babası ve iki ergenin tecavüzü sonucu, iç organları parçalanan 2 yaşındaki bebek maalesef ölmüş.
ya narin...
aile açıklama yapmış. dış güçler saldırıyor, cami, kur'an kursu demişler. abi çıkıp "kendi aramızda bu kızı öldürseydik kim bilecekti?" demiş. bu kızı diyor abi... bu kızı...
kardeş değil mi yoksa?
tutarsız ifadeler, akrabalar, köy... herkes her şeyi biliyor.
toplum olarak öyle bir hale geldik ki...
içimizden çıkardığımız güzel hakkında bir laf etmeye halimiz kalmadı.
Fularımı kuru temizlemeye verdiğimden bu başlığa yazıp yazmama konusunda tereddüt ettim. fakat mütevazılıkta çağın üstünde bulunan değerli yazar Arkadaşlarım aklıma gelince birden derin bir oh çekip eteğimdeki taşları dökmek istedim.
Acaba ilk insan konuşmayı gerçekten hayvanlardan mı öğrendi?
Bu konu üzerine yapmış olduğum derin araştırmalar sonucunda şüphelerimin hiç de yersiz olmadığı çıktı gün yüzüne.
Evet arkadaşlar gülüp oynaştığımız, kimi zaman kızıp, kimi zaman seviştiğimiz anlarımıza haremlik eden dilimizin kökeni hayvanlara dayanıyor.