- yaa, bizimkiyle kavga ettik işte. dedim sen beni sevmiyorsun.
+ eee
- işte ya resti çektim öyle
+ yaa bu seferki regl dönemim çok sancılı duramıyorum hele derste ooof
- majezik iç.
+ denedim işe yaramıyor.
- ooo, bu nalan hoca da bana taktı yaa
+ kıskanıyordur şekerim, bayan hocalar hep böyle..
- yaa olabilir aslında.
+ aaay bu sevtap hoca nerde görse eteğimi çekiyor indiriyor yaa bak yine yamulmuş.
- dur şekerim yardım edeyim.
+ ay bi zahmet.
- bu hocalar da bi alem anlamadım ki.
+ ne gibi?
- bizi köylü kızı zeyno'ya benzetmeye nasıl meraklılar.
+ amaaaaaan boşver onlar eteği indirdikçe biz kaldırırız. ahahahahaa!
- yazılı nasıl geçti?
+ iyi ya fena değildi. seninki?
- işte ya zorlandım biraz ama..
- saçım nasıl duruyor?
+ güzel, güzel
- peki eteğim yamuk mu?
+ hayır. allahım ya sanki düğüne gidiyor!
- öyle deme kızım, burada da düğün öncesi hazırlık safhası geçiyor. ahaha
erkekler icin her zaman harem odasi gibi sirlar ve efsanelerle hafizalarda yer alir. oyle de kalsin zaten. iceri girince b,ku gordugun an tum ihtisam yok oluyor. *
içeri girer girmez solunum yollarınızın iflahını kesecek derecede kötü kokular barındırdığına şahit olacağınız boktan bir mekandır. kızlar güçlerini birleştirerek sanki her santimetrekaresine o müthiş kokuyu yaymaya sözleşmişçesine var gücüyle çalışırlar buralarda.
şimdi bu tuvaletler genellikle erkek tuvaletleriyle altlı üstlü olur. yani kat, irtifa babında. genelde de kızların ki üsttedir. bu ayrıntının kızlar hakkındaki hayallerimi yıkacağını, fikirlerimi altüst edeceğini, bi ilkokul öğrencisi olarak nerden bilebilirdim ki. hadi kızlar sıçmaz, yellenmez, sidik yarışı yapmaz ı geçtim, bu kadarını da erkek değil insan evladı yapmaz yahu. şöyle ki; şimdi ilkokul ikinci sınıftayızdır. okullun en sarı, ağlayan çocukçiko tipli çocuğu ,nam-ı diğer "çilli ömer" tuvalete girer, üst katta ki kız görünümlü alien dan habersiz, biçare. masum masum sıçar iken birden bir gürültüyle irkilir. sanırsın ki kanalizasyon borularında formula 1 grand prix 1996 izmir düzenleniyo. öyle bişey yani. yavrucak etrafındaki gürültünün kaynağını ararken birden ne görsün. ne görsün, hayatındaki kadınlarla ilgili öğrendiği ilk gerçeğin bir kadının da sıçabildiği sorunsalı. hemde çılgınlar gibi, delicesine, umarsız...
hemde kanalizasyon borusunu kırarcasına. ve de yukarıdan bıraktığı hayvansı sıçmığı erkek kurbanın üzerine bırakıp, bu gerçekliğin altına imzasını atarcasına. çocuk hayatının darbesiyle burun burunadır artık. tabi ki hiçbir kaçarı yoktur. o darbeyi yer. maddi ve manevi anlamda. öyle bir darbedir ki, zavallı kurban onu saç diplerinde, beyaz yakasında, hatta önlüğünün cebinde bile hisseder. allahım neyin cezasıdır bu dercesine, kollarını yanlara açmış, yeni sünnet olmuş çocuk misali bir yürüyüşle tuvaleti terkeder. yüzündeki ifade daha dün gibi gözlerimin önünde, alnımda mıh gibi çakılı duruyor yerli yerinde. sarı saçlarından süzülen sıçmık, gözyaşlarına karışmış akıp giderken kendi yolunu bulmaya, çiko da hülya koçyiğit misali alt çene ve dudak büzmesi hareketleriyle yatağına doğru koşarken , türkan şoraymisali hıçkırıklarıyla koridoru çınlatıyordu. etraftaki erol taşve neriman köksal kahkahaları ise cabası. bense bu kumpanyanın içinde herdaim düşkünün yanında hulusi kentmenrolünü üstlenmiştim. nedendir bilmem.
o günden sonra uzun bir süre çikodan haber alamadık. sadece bizim sınıfta bulunan yengesinin kızı sayesinde hasta bahaneleriyle avutuluyorduk. gidişinin kötü olmasına rağmen dönüşü hiçte muhteşem olmadı. etraftan ona yönelen vebalı bakışlardan hiçbir zaman kurtulamadı. sıra arkadaşı onu dışladı. bir daha yakar topa alınmadı. mor menekşe adlı saçma sapan beden eğitimi aktivitesinde hiçbir zaman yer alamadı. kimse onunla elele tutuşmak istemedi. (oyunu hatırlatmak için şöyle bi şarkısı vardı; mor menekşe menekşe, bizden size kim düşe! böyle dehşetengiz bişeydi) hep yalnız kaldı, her daim kalabalıkları yararak yürüdü. bugün benle yaşıt. faceden ekleyebileceği bir tane bile arkadaşı yok.
kız görünümlü alien sa yeni kurbanlar aramaya devam etti. bugün bir fenimist orgütünde, kurban kaynakları müdürü olarak çalışıyor allahsız.
erol taş ve neriman köksal kahkahalı arkadaşlar ise hayatlarına hiçbirşey olmamış gibi devam etti. bir çoğu bugün kanal kanal gezerek kadın kuşağı programlarına katılıyor. hala ilk gün ki gibi acımasız ve umursamazlar.
bense bu vahim olayı daha fazla içimde tutamadım. ekşi sözlüğe giremedim. uludağ sözlüğü farkedip kendimi kanıtladım ve toplumsal mesaj kaygılı yazılarıma devam ediyorum.
not: hiç bir kız göründüğü kadar masum değildir. ilkokul öğrencisi olsa bile.
liselerde genelde erkekler tuvaletinin yanında bulunan ve her sene yeni gelen öğrencilere şaka olsun diye erkek ve bayan tabelalarının deiştirildiği ve yalnışlıkla erkekler tuvaletine giren kız öğrenciyi içeride bekleyen okulun sorunlu erkekleri ...
erkekler tuvaletinden daha pis olduğu yadsınamaz bir gerçektir. tıpkı kız yurtlarının erkek yurtlarından daha pis olduğu gerçeğinin yadsınamayacağı gibi...
bir erkeğin ibne olmak istemiyorsa girmek isteyeceği son yerdir. ergenlere göre ise girilmesi gereken ilk yer?!
ulan sıçan, ped değiştiren, işeyen kızların götünü o an görmek istediğine emin misin? emin olun kızlar tuvaletinde bir striptiz direği yok. girseniz de pek iyi manzarayla karşılaşamayacaksınız. ayna karşısında makyaj yapan ve manyajı tamamlanana kadar maymuna benzeyen kızlar. tuvalet bölümünde ise sıçan, evet sıçan hem de arada osuruk sesiyle birlikte sıçan kızlar.
daha kötü bir manzara olamaz herhalde kızlarla ilgili. ibne olmanın ilk sebebidir.
Parolayı bilmeyenlerin giremeyeceği tuvalettir.
hijyeniktir çünkü sadece dedikodu amaçlı kullanılır. "Çişi olan giremez!"
Tek başına kimse girmez. En az iki kişi şart. "Damsız girilmez!"
bazıları el ele tutuşarak girer, bazıları kol kola. Trabzonlu kızlar horon teperek, bursalı kızlar da timsah yürüyüşü yaparak girerler.
içerde tüm günün durum değerlendirilmesi yapılır. içerde olan içerde kalır. dışarıya bilgi sızdırmazlar.
Yatılı okulda sigara içmek için kullandığımız alan. Malum; hocalar erkekler tuvaletini sık sık kontrol ederlerdi ama kızlar wc sine kimse bakmayı akıl etmezdi.
ilk ve ortaokulda 'girilemez' olarak beynimize nakşedilmiş, adımımı atsam görünmez bir duvara çarpacağıma dair sanrılarla beni meşgul etmiş kavramdır.
fakat gün geldi iddialaşmalar vesaire yüzünden içeri girdim lisede. şöyle bir baktım, aklıma küçükken bana söylenenler geldi, 'amına koyim' dedim ve çıktım.
arasıra değişiklik olsun diye bar, lokanta, cafe gibi yerlerde girip ihtiyaç karşılıyorum. fantezi olarak değil lan, erkekler tuvaletinde halk ekmek kuyruğu misali bir insan yığını olunca insan tuvalet kabinlerinden çok aynaları kullanılan bu alternatifi değerlendiriyor.
ha eşşek kadar olmuş hala girince 'kız olacağını' sanan falan gerizekalılar varsa, girince pipinizi kesmiyorlar korkmayın. ha tabii kabinin kapısını açıp uzun menzilli bir işeme eylemine girince çevredekiler şoka giriyor ve makyaj malzemelerinden birkaç dakikacık uzak kalıyorlar ama o beklenecek sıra ve malum iş ile meşgulken de rahatsız edilecek olmak insanlarda oluşan bu korkuyu göze almak için yeterli oluyor. girin, işeyin, sıçın, sigara için, gazete okuyun. birşey olmuyor. valla bak. küçükken 'kızlar tuvaletine girdi kız oldu' muhabbetlerini hayatının merkezi haline getirmiş pezevenk, doğan slx' le lise önlerinde uğraşacağına orada bile daha iyisini bulursun, bi' dene mınakoyim.
içeride ne yaptıklarını merak ettiğim tuvaletlerdir hiçbirzaman kötü kokmayasıda ilginçtir insan ister istemez düşünüyor 1 saat tuvalette kalıyolarda sıçmıyormu lan bunlar!
Bizim fabrikadaki kızlar tuvaletinden bahsedecek olursam, resmen oturma odası gibi. Cep telefonundan müzik açıp sigara içip muhabbet ediyorlar. Üst tarafı açık olduğu için erkek tarafına çok ses gidiyor. E haliyle bizim tarafın sesi de gidiyor onlara. En son tuvalette sağlam bir osurma deneyimimimden sonra diğer taraftan alkış sesleri gelmişti.