Beyinlerinin boşluğu çenelerine vurduğundan olabilir.konuştukları da birşey olsa amk.survivorda kim elenmiş, o ses türkiyede kim kime dönmüş bunlardan ibaret.
çünkü düz çalışmıyor kafalarımız. bir bardak kırılınca "bardak kırılmış" diyip geçemiyor kafamız. bardak nasıl kırılmış, kim kırmış, eliynen mi ayaaağnan mı vurmuş da kırmış, cam mı açıkmış da rüzgar yapmış diye binbir varyasyon geçiyor kafamızdan. bunları da içimize içimize sorunca, konuşunca içimiz doluyor, patlayacak gibi oluyoruz. bu nedenle de konuşuyoruz. yani en azından ben bi tek ofiste susabiliyorum, ofiste de çok susmuşsam akşam aileye ya da arkadaşlara seri olarak konuşuyorum. çok susamıyorum aslında ama susarsam da su içiyorum.
ama mesela şöyle birşey var, her konuda zabbaha kadar konuşan benden yeri geliyor günaydını kerpetenle alabiliyorsun. değişkenlik gösterebilir bu durum olay ve kişi karşısında.
mesela bir keresinde ofiste bi konuda yakınan bi arkadaşa seri olarak içimden cevap veriyordum. cevaplardan birisini dıştan söylemişim farketmedim.. yani susuyor gibi dursakta kafamızda pek susamıyoruz.