Ya da neden verelim? Her gördüğümüz ile yatacak mıyız? Burası Avrupa değil ki yatasın. Biri ile bir takılsan tehdit mi edecek, dövecek mi, başıma bela mı olacak, arkadaşına anlatacak mı, bir katakulliye getirip arkadaşıyla muhatap edecek mi diye düşünmekten insandan heves kalmıyor.
Bir insan dünya'ya geldikten hemen sonra çevresel yüzlerce uyaran almaya başlar. Büyür, gelişir; bu büyüme ve gelişmeler, zihinsel, fiziksel olduğu kadar karakter olarak da olmaktadır. Bir insanın karakterinin oluşmaya başladığını nasıl anlarız peki? "HAYIR!" dediği an.
Bir bebek, çocuk, insan; ilk "hayır istemiyorum" tepkisini verdiği an, işte onun karakteri oturmaya başlamış demektir.
Kız ya da erkek fark etmez, bir şeyin verilmek istenmemesi, karakter ile alakalı bir durumdur. Güçsüz karakterdeki insanlar "hayır" diyemez. "insanlara hayır diyemiyorum" vb şerzenişleri duymuşsunuzdur. Bu durum kimseyi kıramamaktan, çok iyi insan olmaktan değil, güçsüz bir karakter sahibi olmaktan kaynaklanır.
Mevzubahis her ne olursa olsun, emin olun ki, size çok istediğiniz bir konuda çekinmeden "hayır" diyebilen insanı kaybetmeyin. Kadın neden mi vermez? Bu kadın gizemini çözmeye dair bir sorudur. cevabı ise, "karakter" kavramında saklı. Ve yine anlayana...
Neden vermesin ki neticede açılmadan öbür tarafa mi götürecek. Sadece vermek için değerini bulmasını bekliyordur. Sert mi oldu o zaman yumuşatalım, aşkı bekliyordur diyeyim.
O Zamanlar lisedeyim. Bi tekel Ayşe var. Ne zaman sigara istesem göğsünden çıkartıp verirdi. Bir gün bir tenefüste yine bundan sigara aldım, beraber içiyoruz. Dertli dertli iki duman çekti ve bana şöyle dedi;
- biliyor musun alkolik? Vermeyen kız yoktur almasını bilmeyen erkek vardır...
Yaş da o Zaman 15, kızın bende yaşattığı aydınlanmayı bir düşünün.
Verdikten sonra oruspu damgasını yiyeceğini bildiği için. Ne diyor yetkili bir abimiz.
iki sevgili seviştiler bir gece.
Oğlana milli dediler kıza fahişe.