defile yapıyorum, yeni kombinler deniyorum.
kendimi ölçüyorum falan kilo vermiş miyim, incelmiş miyim bakayım diye.
evde benden başka kimsenin sevmediği otsal yemekleri yapıp yiyorum.
ebru şallı açıp plates yapıyorum. evde birileri olunca dalga geçiyorlar.
öncelikle bir müzik açıyorsun dustum. sonra patates kızartıyorsun müzik eşliğinde. büyük kupada çay, ketçap ve sarımsaklı mayonezi kapıp yatağa geçiyorsun. film ya da dizi açıp izliyorsun.
komşu kızlarını davet edip, jean paul sartre'in yöntem araştırmaları'nda yer verdiği marxçılık ve varoluşçuluk bölümü üzerinde okuma yapmak. bir arkadaşımız çayları koyar, bir diğeri de kahve isteyenlere kahve getirir. çok konuşan bir kız var ki sürekli heidegger'den bahsediyor. yahu konumuz değil diyorum. ontik-ontolojik soruşturma diyor. ağzına vuracağım kitabımın arkasıyla.
Uyurlar çünkü evde kimse yokken gürültü de, kaldıran da olmaz rahatça istedikleri kadar uyurlar.
Yakın arkadaşlarıyla telefonda konuşurlar.
Yabancı dizileri kulaklıksız izlerler, malum Game of Thrones gibi dizilerin aileyle takip edilemeyecek sahneleri var.
Valide hanım giderken şunu yap, bunu yap demiştir, onları yaparlar.
Yarın bir yere gideceklerdir, biriyle buluşacaklardır veya tatile falan çıkacaklardır; özel işlerini hallederler (epilasyon), valiz hazırlarlar veyahut yarın için kıyafet denemesi yaparlar.
Dizi, film izlerken oturup hunharca abur cubur yerler.
Popolarını yayıp sanal alemde dolaşırlar. Uludağ sözlük, twitter, whatsapp gibi.
Bunlar yani beyler. Herkesi kendinizle karıştırmamanız lazım.
Ileri atom altı parçacık dinamiğinin spektrebil hesaplamalarını yapacak değiller. Onlar da rahat bir dışkılama, masturbasyon, telefonda geyik yapma ve bilgisayarda vakit geçirme gibi çoğunluğun yaptığını yaparlar.
Yüzüme maske yapıyorum makyaj felan yapıyorum çünkü muhtemelen sıkılmışımdır ha ondan önce zaten bi arkadaş varsa çağırılır daha heyecanlı şeyler yapılabilir.