asıl amacınız kızla buluşup bi kafeye gitmektir fakat bir aksilik çıkar! yoldayken yağmur yağmaya başlar ve bu yağmur giderek şiddetlenmektedir. yağmurdan kaçmak yerine anı yaşamak size daha cazip gelir ve kızı durdurup ona anlamlı anlamlı bakarsınız. tam ''öptü öpecek'' diye düşünürken kız size yağmur yüzünden ayaklarının ıslandığı ve yapış yapış olduğu için trip atar. işte o an dumur olursunuz ve evlerinize dağılırsınız.
rezillik değildir, bir defaya mahsus son derece eğlenceli bir aktivitedir. ancak sonrasında hemen evlere dağılmak ya da elbiseleri kurutmak üzere aynı evde dağılmak elzemdir.
orijinal bir ilk buluşma olaraak hafızalardan silinmeyebilirde. yağmurdan sırılsıklam olunur, durumun verdiği aynılıktan dolayı birden büyük bir elektrik, sempati bir anlayış. sıcak bir kafeye gidilir, saç baş kurulanır, sıcak birer kahve, son derece sempatik bir başlangıç olabilir. ayrıca Londra'da isteseniz de istemeseniz de yağmur altında yürümek zorunda kalıyorsunuz, ister tek ister çift olun.
bir de sonrasında ki ağır grip nöbetiyle beraber, uzun süreli pek güzel bir ilişki bile başlayabilir * (tamam bu son cümle pek romantik olmadı ama sonuca bakalım lütfen) *
başıma gelemeyen ve rezillik olarak görmediğim durumdur keza tam kapalı mekandan sahile çıktığımda yağmur kesildi şemsiyem de vardı romantizmin dibine vurabilirdim. *
Ama eğer başka biri için seni terkederse.. yağmur damlaları iğneler gibi yağar, bitkin, aldatılmış, kahrolmuş bedenine.. yağmasın dersin yağmur, esmesin rüzgar, ıslanmasın saçlarım, hatırlatıyor hepsi bana, yağmurun altında ilan- ı aşk edince ona, boynuma sarıldığında, nemli saçlarının kokusunu..
ömrümün 14 yılını batı karadeniz sahillerinde geçirmiş biri olaraktan 15 yaşımda eskişehirde yatılı okula başladığımda bu rezil gelenekten ötürü hayretler içerisinde kalmışlığım vardır. yağmur azizim hergün yağar, hiç de bir esprisi yoktur, ne romantizmi lan. gökten su yağıyor işte!