okusun diye türlü fedakarlıklarla iş yerinde tüm işitilen azarlara gururunuzu peşkeş çektiğiniz, yeter ki mutlu olsun diye maaile üzerine titreyip bir dediğini iki etmediğiniz, el bebek gül bebek büyütüp adeta narin bir ilkbahar çiçeği gibi dünyanın tüm hiddetinden ve şehvetinden muhafaza ettiğiniz kız kardeşinizin yatak odasında; bir gün o evde yokken son zamanlarda yaptığı hareketlerden şüphelenip sağı solu kurcalayıp, çekmeceleri falan karıştırırken, "acaba kurumuş y.rak resimleri falan mı saklıyor günlüğünün arasında" diye günlüğünü okuduğunuz sırada, tam yatağının oradaki duvarda asılı posterin alt tarafında bi hareketlilik hissedip, posteri bir de kaldırıp o baygınlık geçirmeye sebebiyet verici manzarayla karşılaşmaktır...
poster böle tak tuk diye bi ileri bi geri gidiyordur durduk yere ve odada pencere falan da açık değildir yani rüzgar falan esmiyordur o esnada. allah allah deyip posteri alttan doğru bi kaldırırsınız böyle yan dairenin duvarından doğru açılmış bi delik vardır. heyecandan kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi aklınıza milyon tane şey gelir. komşunuzun sapık olduğuna kanaat getirip hemen daireden çıkıp zile basarsınız ama evde yoktur. sil zile basa durun, komşu bacınızın ziline 50 kere basmıştır. sizin dünyadan haberiniz yoktur.
deliği iyice kontrol edersiniz, tam ortalama iri bir dalganın geçebileceği ebatlarda bir deliktir bu. kemeri pantolu çözüp siz de denersiniz acaba benimki geçicek mi diye ama sizinki rahatça geçer çünkü komşunun iri dalgasına göre açılmış bi deliktir bu. "amın evlatları" diye başınızı ellerinizin arasında alıp akşama kadar bacınızın ve komşunuzun eve dönmesini beklersiniz.
akşam olduğunda bacınız eve gelir, naber abicimmmm diye yanağınızdan öper sizi. hiç yelkenleri suya indirmeyip, dolabınızdan pompalı tüfeğinizi çıkarıp şanggg şunggg diye tek elle çekip, bacınızın odasının önüne gelirsiniz. kapıyı tıklatırsınız ama açmaz işim var der. delikten bakarsınız böyle bacınız duvara karşı ters pozisyonda kahkahalar atıyordur. duvardan da böyle ne idü belirsiz dalgalar uzanmış, kardeşinize yetebiliyordur, o kadar da uzundur yani.
puh allah belanızı versin deyip kapıya tekme atarsınız ve önce kız kardeşinizin beynine ateş edip beynini etrafa saçtıktan sonra, duvardan uzanan iri dalgaya da bi tane ateş edip darmadağın edersiniz. ondan sonra etrafa saçılmış et parçalarını siyah çöp torbalarına teker teker koyup birini semt mezarlığına, birini karacaahmet'e, birini zincirlikuyu'ya, ötekini aşiyan'a gömersiniz. acaba hangisini ziyaret etsem diye kararsız kalacağınız için asla ziyaret durumu söz konusu olmaz ve böylelikle bacınızdan tamamen kurtulmuş olursunuz.
işte şu hayatın kahpeliğine bakın ki; yıllardır minik bir bebek gibi büyüttüğünüz o tatlı kız kardeşiniz, elalemin ardahanlı erzincanlı hırtolarına duvardan aylarca my sister's hot friend yapmıştır...
lanet olsun bu hayata deyip, kız kardeşinizi öldürmüş olmanın da verdiği vicdan azabıyla komşunun kapısına gelen polislere "bu penisi siz mi vurdunuz" sorusuna "ben vurdum, burada vurulması gereken bi penis vardı onu da ben vurdum" deyip teslim olursunuz. 43 yıl 9 ay ağırlaştırılmış hapis cezası yedikten sonra içeride iyice millete dayılanıp dikkat çekersiniz ve bir gün tuvalette kakanızı yaparken aniden gelen biri tarafından şişlenip kıçınızdaki bokla birlikte ölüp gidersiniz...
off bu bacılar çok kötü ya hakkaten içim bi acayip oldu bitirelim burada. bacınız bol olsun...
ortalama bir duvar kalinliginin 20 cm oldugu dusunuldugunde, bi 18 cm de dalganin duvardan sonra disarda kalan kismini sayarsak toplamda 38 cm ile dunya rekorunu elinde bulunduran yazarin komsusunun yazarin kiz kardesi ile yasadigi fantastik fantezilerin ele alindigi konu basligimsi, ya da bir nevi beyinsel masturbasyon.
edit: ortalama duvar kalinligi 10 cm imis. oyle dediler. yine de rekor bu komsuda kaldi sanki. birinci olmasa da 28 cm ile ust siralarda, o da fena degil.
