reşit olan herkes istediği yere gitme, gezme özgürlüğüne sahiptir. şayet baskı ile kan bağınızın olduğu birilerinin hayatına müdehale hakkınızı kendinizde görüyorsanız asıl soysuzluk budur.
bizim iş yerinde vardı böyle bir genç. ama kendisi soysuz değildi. babasının kim olduğunu biliyorduk. zaten bizim patron bu gencin babasıydı, dolayısıyla bu genç de patronun oğlu oluyordu otomatik olarak. kendisi çok efendi bir çocuktu. mhp'liydi. hatta mhp'li elemanlarla takılıyordu. toplantılarına filan katılıyordu. bir gün işe geldi. çocuğun surat maymun amcığı gibiydi. böyle içi içine sığmıyordu. patron (yani babası) daha işe gelmemişti. derken patron geldi. hemen bizim oğlanı yanına çağırdı. bizimki babasının yanına gitmedi. sonra patron çocuğunun yanına geldi ve bizim yanımızda fırça atmaya başladı. "oğlum sen neden aslı'yı dövdün lan" dedi. -aslı dediği patronun kızı, yani bizimkinin kızkardeşi, 18 yaşlarında filandı.- bizimki "ya baba her gece saat birden aşağı eve geldiği yok. içkili içkili eve geliyor, barlara gidiyor" dedi. "kaç kere uyardım beni sikine taktığı yok" diye de ekledi.
ben "eyvah eyvah" dedim. "ibne gitti kızkardeşini babasına ispiyonladı." diye düşündüm. "artık dedim bu kıza bir dayak da babası çeker" diye içimden geçirdim. sonuçta bizim türk adet örf ve ananelerimizde 18 yaşında bir kız çocuğunun gecenin birlerinde içkili bir şekilde eve gelmesi pek kabul edilir bir şey değil. hele ki bu durumun babanın kulağına gitmesi inanılır gibi değil. sırf bu yüzden babalar evlat katili olabilir. işte bu yüzden bizim patronun oğluna kız kardeşini babasına gammazladığı için kızmıştım içimden. sonuçta kendisi kızkardeşinin yanlışlarını diyalog yoluyla düzeltebilirdi. gerçi kendnisi de dövmüştü ama yine de babasının kulağına gitmeden de bir şeyler yapabilirdi. işte böyle düşündüm.
ama bizimkinin babası oğluna cevabı yapıştırdı: "sana ne lan yarram, 18 yaşında kız, kendi hayatını yaşıyor. sen ne karışıyorsun eşşoğlu eşşek, bırak da kız hayatını yaşasın."
vay amına koyayım babanın dediği lafa bak hele. bizimki babasına "ama baba..." diyecek oldu ama babası çok sinirlenmişti. "sus" diye kesti lafını. hadi def ol git işinin başına dedi.
bu arada bizim patron karısından boşanmış. çocukları annelerinin yanında kalıyor. böyle de bir durum işte.
kız kardeşinin melek olduğunu zanneden salak türk genci olmaktan daha iyidir. Kızların bazen nasıl yalan söyleyip masum ayağına yattığına inanamazsınız.
namus bekçiliğini yapmak sana mı kaldı sorusunu akıllara getiren durumdur.
sen kız kardeşinle yeteri kadar ilgilenip, onu doğru düzgün mekanlara götürürsen oda gizlice yapmaz. ailede biter olay. adam gibi ilgi gösterip neyin doğru neyin yanlış olduğunu göstereceksin ki ayırt edebilecek. sürekli azar, dayak, baskı olursa illaki bir yerden patlak verir.
hayat herkesin kendi seçimleriyle yaşadığı bir yerdir. Kız kardeşide bir seçim yapmıştır. Sonucu ne olursa olsun herkesin yaptığı seçimler sonucu bir bedel ödeyeceği göz ardı edilemez. Sonuç itibariyle elden birşey gelmez.
