ayrı geçen her gün daha da bi özlenen.. daha 15 bile değildi yaşlarımız ayrılırken. 5 sene olmuş; dile kolay..
okula bile gitmezken, o minicik elleriyle abisinin kitaplarını, çantasını büyük bir merakla karıştıran.. elinde çekirdek, balkonda yoldan geçene " senin adın nee " diye bağıran minik şeytan.. abisiyle birlikte oyun oynayabilmek uğruna yemekten, sevdiği çizgi filmlerden vazgeçen.. dedesiyle birlikte yatmayı çok isteyen.. daha üç yaşındayken gurbet kavramıyla tanışan ve hala o kavramı yaşayan.. diğer kızlardan cidden farklı olan.. nerde ne yapılması gerektiğini, nasıl giyineceğini, ne konuşacağını iyi bilen.. okul çıkışlarında, nasıl olduğu hala çözülememiş bir şekilde abisinin yanında beliriveren.. tek gülüşünün dünyalara bedel olduğu.. bir gün abisini üzdüğünü düşünüp, " al tüm tasolarım senin olsun " yazılı notu masanın üstüne bırakan.. hep mutlu olması istenen.. büyüdükçe güzelleşen.. eski fotoğraflarda en çok aranan.. bazen kızan, bazen kızdıran.. ama hiçbir zaman kıyılamayan..
kuzum, bebeğim, bitanem.. her şeyimsin.. çok seviyorum seni..
6-7 yaş farkı var ise aranızda onun dadısı gibi olursunuz. anne evden her çıkışta onu size emanet eder. anakucağı denen yürütecin içinden gözlerinizin içine içine bakar ömür törpüsü. agladıgı zaman aklınıza yanlızca tek ihtimal gelir. "kesin acıktı" diyerek koşar adım mutfaga gidilir. ardından ılık suya hazır mama koyulurdu. bir türlü annemin yapıtıgı gibi olmazdı. zaten kardeş de acıkmamıştır altını kirletmiştir sen de işkence yaparcasına agzina tıkamışsındır biberonu. ah ah bir büyüse de artık oyun oynasak düşüncesi peydah olur aklında ama ömür törpüsü hep küçüktür. ne zaman sen büyümeye vakit ayırırsın, işte o zaman ömür törpün boyuna gelmiştir. ama o zaman ne oyun kalmıştır ne de oyuncak. ömür törpünün alternatif kardeşi olmadığından abisinden ne görürse onu yapmaya , onu konuşmaya başlamıştır. ilk kelimesi bucu olmuştur , ama abisi anlamıştır bi tek. kardeş su istemektedir o an. gözlerinin içine söyle bakarsın ömür törpüsünün. kafanı çevirdiğinde ilk okula başlamıştır. annem özene bözene süslemiştir sacları iki tarafa ayrılmıs pluto saçıyla dünyanın en sevimli şeyidir artık o. kendinden buyuk okul cantası , boynuna astığı beslenmesi ve termoslu suluğu ile bir ögrenci olmustur canının içisi. okul günlerimde, her gün 5-6 kitap taşımamı kıskanmıs olsa gerek; cantasına gazete kağıdı doldurmuş bıcır. *
zalim üniversite yılları gelmiş çatmış ilk ayrılık çok mecburi olmuştur. kardeş de orta 2. veda çok acayipti. gögüs kafesime anca yetişen boyu ile öyle bir sarılmıştı ki onu hiç unutamam.
aylar ayları , yıllar yılları kovalar. lisans ve yüksek lisans dönemleri başlar. kardes olmuş lise tabiki. en verimli , en muhim günlerinde yanında olamayan bir abi olmussundur sen de. bunun sıkıntısı hiçbir zaman içinden gitmeyecektir.
ama bir gerçek var ki bunu kimse değiştiremez kuzum. sen benim ömür törpüm, sen benim peruklu halim , sen benim canımdan parça , her seyim , dünyanın en güzel kahverengi gözleri olduguna zor ikna edebildigim.
çocukluk zamanlarının itilip kakılan, bazen de çok sevilen kişisi. zamanla baş tacı olurlar.
zamanı gelir evlenir. kendisine belli edilmez ama en küçük mutsuzluğunda enişte beyin tepesine binilebilir.