genelde bahtsız bedevilerin başına gelen durumdur.
lise döneminde (sevgili açısından) o kadar yalnızdım ki amk sadece kızlar tarafından makara muhabbet için kullanıyordum. kullanılmakla yetmiyor bildiğin beni sikiyorlardı ulan. bu nasıl adalet diye yakınıyordum. yanık yanık sevgili yapmaya çalışıyordum. uzun süre olmadı.
yalnız o ara bir kız kankam var adı ayşenur. hatun ile o dönem nasıl kankaysak halı saha maçlarına gidiyoruz, bilardo oynuyoruz, jeton alıp street fıgher oyunuyoruz hesap et öyle bir kankayız.
hatunun fiziki özellikleri beni bildiğin cezbediyor ama cesaret edip açılamıyorum amk. tabii belli bir süre sonra enseye tokat göte parmak olmaya başladık. hatun beni bildiğin mıncıklıyor ama ben hatuna dokunamıyorum. hayır dokunamıyorum derken; dokunsam kesin çökecem o derece fena haldeyim. o dönem porno dergileriyle hayallerimi köreltiyorum.
bu arada hatunu size anlatayım. çekik gözlü, 1.70 boyunda, dolgun kalçalı, kıvırcık saçlı, taş gibi memeleri var falan. biz hatunla 1,5 sene kanka kaldık. ne zaman banyoya girsem hayallerime malzeme oluyor amk. elimde değil olum ne yapayım sonrası kankacılık işte.
her gün görüşüyorduk mutlaka bir faaliyetimiz vardı. aradan 3 gün geçti arayan soran yok. okul çıkışında bekliyorum göremiyorum falan. bende artık önemsememeye başladım. bir hata yaptığımı düşünürken o ara ona aşık olduğumu söylemeye karar verdim. cidden söyleyip bu zulme son vermeye karar verdim.
yalnız hatunu bulamıyorum.
neyse; bir akşam yine okulun çıkışına gittim. baktım geliyor. nasıl seviniyorum amk. o da gülüyor yanıma geldi ve "ben kimle çıkıyorum biliyor musun kanka?" dedi. "ne çıkması lan sikerim ananı amına kodumun kaşarı diyesim" geliyor ama diyemiyorum. o ara göt zoruyla "kimle" dedim. "Musa" ile dedi.
"ya musa'nın anasını avradını sikeyim" diyesim geliyor ama diyemiyorum. şoklardayım hatta "ay ben şok" havasındayım ulan... tabii ben göt vaziyette hatunun suratına bakıyorum. o hala gülüyor. gül gül amk kaşarı diyorum içten içe. meğer beni postalayıp ibne musa'nın yanına gidecekmiş amk kaşarı.
o dönem anladım ki kız kanka olayı bildiğin ibnelik olum.
buradan çıkarılacak dersi söylüyorum. ayıdan post, kızdan kanka olmaz.
Güzel kızlar çirkin erkeklerle kanka olur. Yakışıklı erkeklerle ise sevgili.
Çirkin erkekle kanka olan güzel kızın mantığı şudur:
Nasıl olsa asla onunla çıkmayacağım. Bütün iğrenç dedikodularımı saatlerce ona anlatabilirim, sevmediğim kızlara küfür eder.
Nasıl olsa onunla asla öpüşmeyeceğim, buluşmaya giderken pijama terlik de çıksam sorun yok. Kokoreç yemeye gideriz, bol soğanlı oh mis. *
zaten o yüzden kankandır.
bazı ezikler ulaşamayacakları hatunlarla kanka olmayı tercih ediyor.
ve o taş gibi salaklar da bunun farkında değil.
verse nefessiz sikecek adamlar için "yaaa o benim kankaamm abim gibi görüyorum" kezbanlığından neyazık ki vazgeçmiyor.
ya taşı, kayayı bırak, benim hiç karşı cinsten kankam olmadı ya. Bu yaşıma geldim, bunun bir mahrumiyet mi olduğunu kafamda düşüne durayım, şöyle erkek arkadaşlarımla yaptığım cinselllik muhabbetini yapabileceğim, karşılıklı tavla atabileceğim, üzüldüğümde kafamı omzuna koyup ağlayabileceğim bir kankam yok, bu saatten sonra olması da zor.
yakın arkadaş kisvesiyle yaklaştığı kıza hallenen, sonra da başkasıyla ilişkisi olduğunu öğrenince "yazıklar olsun" diyen bir adamın kızdan kanka mı olur, kız kankalık olayı ibnelik demesidir. napacaktı kankam varken başkasıyla çıkmam mı diyecekti. böyle erkeklere güvenip, arkadaşlık kuranda hata. sağınıza solunuza dikkat edin kızlar. hiç beklemediğiniz yerlerden meriç atakları geliyor.
lise döneminde (sevgili açısından) o kadar doluydum ki, lan sürekli kızlar tarafından cinsel meta, ekonomik güç, sosyal hayat ve popülarite tatmin aracı olarak kullanılıyordum. kullanılmakla yetinmiyor bildiğin beni yalıyorladı taciz ediyorlardı ulan. benim ise bu durum başlarda çok hoşuma gitmesine rağmen zamanla, beni ben olduğum için sevecek birilerine ihtiyaç duyduğumu içten içe hissetmeye başladım.
beni; ne harika vücudum, ne ne baş döndüren dolgun saçlarım, ne göt cebime sığmayıp diğer ceplerimden dolup taşan eurolarım için değil; yalnızca mukemmel erkek olduğum için sevecek (bunda bile mukemmelim amk.) , benimle halısaha maçlarına gelecek, pes kapışması yapacak, street fighter da iddiaya girecek bir sevdicek arıyordum. ama bütün kızlar gözlerimde eriyorlar beni tatmin aracı olarak kullanmakta ısrar ediyorlardı. bu nasıl adalet diye yakınıyordum. yanık yanık peşimdeki kızlardan bu kriterlere uygun bir sevdicek elemeye çalışıyordum. uzun süre seçemedim.
yalnız o ara gözüme bir kız takıldı, adı ayşenur. hatunun fiziki özellikleri harika. çekik gözlü, 1.70 boyunda, dolgun kalçalı, kıvırcık saçlı, taş gibi memeleri var falan. hatunun bir de kankası var. ancak bu eleman tam bir hilkat garibesi, kurşun atsan geri döner evlat olsa sevilmez. hesap et öyle bir tipsiz. içimden "ulan bu hıyar ne zaman banyoya girse bu kızı düşünüp osbir çekmiyorsa bende eurolarımı ceplerime sığdıramayayım" dedim. sonra izlemeye devam ettim. nasıl kankalarsa halı saha maçlarına gidiyorlar, bilardo oynuyorlar, jeton alıp street fıgher oynuyorlar. aha dedim. uzun zamandır beklediğim kız. buna bir şans vermeliyim. onu, yanındaki hıyardan kurtarmalı, benim narin ve para kokan avuçlarıma almalıyım dedim. kızı takibe devam ettim.
bunlar belli bir süre sonra enseye tokat göte parmak olmaya başladılar. kız bu oğlanı bildiğin mıncıklıyor ama oğlan hatuna dokunamıyor. ben oğlan hakkında "edepli adammış" demin yanlış düşünmüşüm diye hüsnü zan beslemeye başlamışken , oğlanın abazanlıktan gözlerinin nevrinin döndüğünü, önünün kabardığını, neredeyse kulaklarından duman, burnundan döl fışkıracak vaziyete geldiğini görünce "tüh senin amk" dedim. o sıra ceketinin yan cebinden taşan porno dergiyi görmem de bu kızgınlığıma tuz biber ekti.
artık kızı tavlamak için, ertesi gün ferrarimi alıp, okulun önüne çektim. kızı beklemeye başladım. nihayet onu uzaktan yaklaşırken gördüm. gözlerini arabadan alamıyor sürekli arabayı inceliyordu. ta ki arabanın içinden kendisine bakan beni görene kadar. bu sefer her şeyi bırakıp gözüne fener tutulmuş tavşan gibi kaldı. hayran hayran beni izlemeye başladı. dudaklarını ısırıyor gözbebekleri büyüyordu. siyah gözlüklerimi indirip işaret parmağımla gel gel işareti yaptım. hatun hipnoz olmuşcasına ritmik hareketlerle kapıyı açıp direk içeri bindi.
hafifçe yanaklarını tokatlayıp kendine gelmesini söyledim. biraz biraz kendine gelince lütfen beni bırakma diye yalvarmaya başladı. tamam dedim bunları sonra konuşuruz. bu arada ben mukemmel erkek.
gözlerini benden alamıyordu. "heyy diyorum ben mukemmel erkek sende ayşenur olmalısın."
evet ben ayşenurum, ismin musa mı demiştin?
hayır kızım mukemmel erkek, musa değil.
musaa, musaa....
he amk tamam musa. hadi evine bırakayım da sonra gene görüşürüz dedim. kızı evine bıraktım. beni görmek aşırı doz geldiğinde bir süre görüşmemeye karar verdim. kız 3 günde anca kendine gelmiş. okula da gitmemiş.
sonradan anlattığına göre bu hıyar o hafta benim hatuna, aşık olduğunu söylemiş. bizim ki de ben musa ile çıkıyorum demiş. mukemmel erkek dememiş mal. neyse bunu postalayıp yanıma gelmiş.
hülasa kıssadan hisse bu kızlar insanın ismini doğru öğrenemiyor azizim dikkat etmek lazım.
şaka lan;
asıl kıssadan hisse
o dönem anladım ki kız kanka olayı bildiğin ibnelik olum.
ayıdan post, kızdan kanka olmaz. bi mukemmel erkek gelir kapar kaçar kızı.
Bu yüzden karşı cins ile kanka değil arada seviye olacak şekilde arkadaş olunur. Sonra taş kaya dinleniyor bunlar.arkadaslık kafi erkek ile kız arasında.
Umurda olmayandır. Sonuçta o bir sevgili, eş, manita değil. Siz ona dostumsun demişşiniz, kardeşimsin, kankamsın demişşiniz. Kız kankaya bu gözle bakmamanızı tavsiye ederim. Çünkü onu sevdiğinizi anlayınca, artık arkadaş olarak bile kalamayacaksınız.
(bkz: özet geç piç)