oturduğu koltuğun o minicik kare desenine totosunu sığdıracak kadar mütevaziyken yakın zamana kadar, şimdilerde eeeaahh geldiysek prosedürden ulan, kızın da iplediği yok zaten sizi duruşudur. herşey değişiyor be müdürüm, anlamsızlaşıyor falan...
tuzlu kahveyi içince başkalaşıma giren damat duruşudur. renk kırmızı, oturuş diken üstünde, akıldan geçenler ise "bir karışıklık olsa da tuvalete kaçsam" şeklindedir.
sağ ayak sol ayağın üzerinde, eller kuvvetle muhtemel dizlerin üzerinde, gözler halı desenlerini inceler biçimde kah sağa kah sola bakılıp yalandan arasıra hıhı denilen , sanki biri gelip pandik atsa sırıtıp geçecek gibi mal görünen duruş.
ister elleri kavuştursun ister bacak bacak üstüne atsın her durumda bok bir durum. kız istenmeye kadar gidilmiş ve alınacağı garanti bile olsa kesinlikle o heyacanı yaşamak o anın ambiyansına dahil olmak fevkaladedir.
tam manasıyla, "herkes ister ki, kız evinden telli duvaklı ailesinin rızasıyla çıksın, ama diğer türlüsü de beni bozmaz kafanıza göre" açılımını yapabilecek duruştur.
'ben istiyorum ama vermeseniz de boynum kıldan incedir' diyen oturuştur.
dizler birleşir, boyun bükülür, en efendi haller takınılır. aslında dokunsanız ağlayacaktır adayımız, o kadar gergin ve kasılmıştır ki!