idealist ve yaratıcı düşünceli gençleri desteklemenin şart olduğu kanısı uyandıran yazar kişisine sevgiler gönderme isteği uyandırır. iyi davranmak gerek.
Üniversite çaglarım karşı dairemiz de kız arkadaşım ablası ve kocasıyla oturuyor, mühendis olan süleyman ağabey işi dolayısıyla sık sık uzun yolculuklar yaptığından, karısı sibel abla genelde evde yalnız olurdu. Sibel abla 39 yaşında, 1.62 boyunda, buğday tenli, etine dolgun ve son derece çekici bir kadındı. Genelde mini etekler, askılı bluzlar ve yüksek topuklu ayakkabılar giymeyi tercih ettiğinden, mahallede yürümesiyle bütün esnafın bakışlarının ona dönmesi bir olurdu. ama benim gözüm kardeşyindeydi o da bana aşık tabi.
Bu arada biraz kendimden bahsedeyim. ben 28 yaşında, 1.72 boyunda, kızıl ve kahverengi gözlü bir delikanlıyım. Gerek yakışıklılığım gerekse hoş sohbetliğim sayesinde çevremden kızlar hiç eksik olmaz.
Yine süleyman ağabeyin evde olmadığı bir gün, ketçap istemek için sibel abla'nın kapısını çaldım. Malum bekar hayatı, pek alışveriş yapamıyoruz, ehuhu mehuhu. kapıyı açan sibel abla askılı bluzundan taşacak gibi duran iri göğüsleri, derin yıtmaçlı mini eteği ve yüksek topuklu ayakkabılarıyla bir içim suydu.
- içeri gelsene şekerim dedi, ben de tam camları siliyordum. Na böyle bi parmak kir çıktı allah seni inandırsın.
- ilahi sibel abla, dedim, hiç bu kılıkta cam silindiği görülmüş şey mi? alemsin vallahi, ehue.
- Senin dilin de pek uzamış dedi, az izin versen laf lafı açıp konu farklı yerlere gidecekti ama limon sıktın muhabbete.
- Ya sibel abla, dedim, ketçap varsa söyle yoksa yorma beni, hadi ablam.
- Ketçap var ama sana yok lan dallama, dedi.
- Bana bak sibel, dedim, ağzını topla akıtmıyım ketçabı.
- Sen git feriştahın gelsin lan, küçük pipili diye ekledi.
Artık bu kadarı fazlaydı. Sibel orospusu pipimi bu işe karıştırmamalıydı. 'çin'de otursam porno film aktörü olurdum lan mantıksız sibel!' diye bağırarak sürekli cebimde taşıdığım 24 cm'lik paslanmaz çelikten bıçağımı çektiğim gibi sibel abla'yı 17 yerinden bıçakladım.
Size bu satırları davamın görülmekte olduğu kadıköy 2. sulh ceza'dan yazıyorum. Biraz da davama bakan hakimden bahsedeyim. Yüksel ağabey 54 yaşında, 1.70 boyunda, gür beyaz bıyıkları ve derin yırtmaçlı cübbesiyle son derece çekici bir hukuk adamı.
Mutluydum, Kız arkadaşımla bir yıldan beri nişanlıydık ve evlenmeye
karar vermiştik.
Ailem bize her türlü yardımı yaptı, arkadaşlarım cesaretlendirdiler
ve kız arkadaşım rüya gibiydi!!. Ama beni rahatsız eden bir şey vardı;
Nişanlımın küçük kız kardeşi!.
...Müstakbel baldızım açık, saçık giyinen, yirmi yaşında bir afetti.
Ne zaman yanıma gelse öne eğilip iç çamaşır şovu yapardı.
Bunu başkalarının yanında yapmadığı için temkinli olmalıydım.
Bir gün baldız düğün davetiyelerini kontrol etmek için beni yanına
çağırdı.
Yanına vardığımda yalnızdı, yakında evleneceğimi, bana karşı engelleyemediği ve engellemek istemediği duygu ve arzularının olduğunu kulağıma fısıldadı.
Kendimi ablasına adamamı ve evlenmeden önce benimle yatmak istediğini söyledi. Söyleyecek bir şey bulamadım. Tamamen şoke olmuştum.
- ''Yukarı yatak odama çıkıyorum ve eğer beni istiyorsan yukarı gel'' dedi.
Afallayıp kalmıştım, merdivenleri çıkarken arkasından şok içinde
bakıyordum. Merdivenlerin sonuna vardığında pantalonunu çıkartıp
aşağıya bana doğru fırlattı.
Birkaç dakika öylece kalakaldım.
Sonra arkama dönüp ön kapıya doğru yürüdüm.
Kapıyı açtım ve evden çıkarak arabama doğru yürümeye başladım.
Müstakbel kayınpederim dışarıda bekliyordu.
Gözyaşları içinde, sevgiyle bana sarılarak,
- ''Küçük sınavımızı başarıyla geçtiğin için hepimiz çok mutluyuz,
kızımıza senden iyi bir damat bulamazmışız ailemize hoşgeldin''.
Oysa şuana kadar kimseye itiraf edemedim, prezervatifimi almak için arabaya gittiğimi.