Türk erkeğinin, aşkla dolu yüreğini dünya kadınlarının mutluluğuna vakfetmiş yiğit gençlerimizin, nadide delikanlılarımızın ve elbette onlarla beraber mutluluğa adım atmayı hayal eden genç hanımkızcağızlarımızın anlaşmazlık noktası olan çapkınlık hususunda dile gelmiş, toplumsal bir yaramızın kelimelere dökülmüş ifadesidir.
çok yürek burkan bir yakarıştır bu. Bir yardım çığlıdır.
Pek tabi çoğunuz aşkta sadakatin, boynumuza değil parmaklarımıza astığımız birer tasmadan farkını göremediğim alyansların, yüzüklerin önemine ve kutsallığına atıfta bulunarak, çapkınlığı hor görecek bünyelersiniz, anlıyorum.
Ancak gönlünden iki satır çapkınlık yapmak geçmiş, iki güzel kızı gülümsetecek iki cümle kurup masum, tatlı bir flörtle hayatına biraz heyecan katmak istemiş bir beyoğlumuzu, bir delikanlımızı recmetmeye kalkışan namuslu, dürüst, sadakat abidesi hanımkızlarımızın o özgüven yoksunu, candan canandan vazgeçirten bezdirici kıskançlıkları yok mu?
O, kıskançlık kendilerine yönelince sinirden kudurup, sevgililerini modern, sağduyulu ve anlayışlı olmaya davet eden, hatta aslında cırlayan, hönküren, çemkiren yaygaracı başbelası hanımkızlarımızın elindeki erkeği kaybetme ihtimali ile büründükleri yaygaracı, çiğ, mahalle dilberi pozları yok mu?
Adamları, sevgililerinizi, kocalarınızı kazandığınız, edindiğiniz mal, mülk, servet gibi hazinenizin bir parçası gibi gördüğünüz sürece, gönlüyle seven adamlar size bakar mı, ciğeri beşpara etmez hanımkızlarım benim, canlarım, ciğerparelerim.
Şimdi buradan burnunuzun diki istikametine doğru dümdüz yürüyün, yolun sonunda belanızı bulacaksınız canlarım.