şimdiki zaman kipiyle bakınca dışarıdaki hava durumunun ne olduğunu göstermeyecek kadar kalın bir kir tabakası kaplanmış, giriş kat, bekar erkek evinin penceresi diyebilirim. içinde ne hayaller vardır o evin. bir gün bir saksıyla karanfil koyacak oraya. sonra durumları toparlarsa evi çekip çevirecek. belki de açık maviyle boyamalı? fazlalık eşyaları, hatıratı ve elverse geceler boyu dipdiri tutan pişmanlıkları savuracak sokağa. yaşamaya takati olursa belki de bu istanbul kiri kaplanmış buğulu penceresini açacak bir sabah.
hep insanın intihara nasıl yaklaştığını hayal etmiş idim. rastgele bir sabah uyanmak istememekle başlıyormuş meğer yolculuk.